kelimelerin gucu, kısa hikaye, fantastik, bilim kurgu, sinema, oyun, short story, fantasy, sci-fi, cinema, game, kurgusal.net
Beraber dışarı çıktıklarında Misa’nın sadık köpeğini hala ateşin başında uyurken buldular. Dev köpek böyle bir gecede yan yana savaşmak için iyi bir seçenekti ama Rams hayvanın bitkin haline baktı ve yalnız gitmeye karar verdi. Yeteri kadar hayat son bulmuştu. Rams, Agrap’ a döndüğünde adamın elinde sallanan deri bir şey gördü. ‘Bu bir muska. Benim geldiğim diyarlarda gecenin kötü yaratıklarının gözünden korunmak için bazı dualar vardır. İşte burada o dualardan birisi […]
Devamını Oku »
III Ertesi sabah buz gibi taşra gününe uyanıyorum. Ateşin yanında, uyku tulumumun içinde yatmama rağmen ısınamadım dün gece. Bugün ise plan şu; doğduğum evi bulacağım. Elimde ne bir adres ne bir kapı numarası. Yalnız siyah beyaz, şipşak bir fotoğraf. Beyaz yemenisiyle annem beni kucağında tutuyor; kundaktayım. Babam hemen yanında, bir kirişin yanında bekliyor. Uzaklara bakıyor. Bir sene sonra ölecek. Annem şehre, kardeşlerinin yanına gelecek. Köyün öyküsü böylece son bulacak onlar […]
Devamını Oku »
Şehrin sokaklarında bu gece kimse yoktu. Yağmur tüm şiddetiyle devam ediyordu. Arsız, hırsız ve uğursuzların hepsi tıpkı fareler gibi saklanacak bir delik bulmuşlar yağmurun dinmesini bekliyorlardı. Rams ve Togga’nın kaybedecek zamanı yoktu. Böyle ıslak bir gecede uzun sayılabilecek bir yürüyüşün ardından şehir meydanına vardılar. Tam on iki yolun kesiştiği noktada bulunan meydana geldiklerinde dev köpek sağına doğru yönelerek yürümeye devam etti. Rams, kedigözlerini takmış, eli Goblin Katili’nde hayvanı takip ediyordu. […]
Devamını Oku »
II Ertesi gün köy kahvesinde Neşet Ertaş çalıyor. Bilmem neden böyle soldun diyor üstat. Köşeye bir yere çekilip şöyle bir bakıyorum içeriye. Ahşap masalara dizilmiş dertli, efkârlı köylüler. Ufak sehpalar üstünde geçen senelerden kalma Posta sayıları, suntalara serili pötikare masa örtüleri. Zift gibi demli çaylar dağıtılıyor. Duvarlar Allah’ın kelâmıyla dolu. Farklı ajandaları var herkesin ama aynı temada muhabbetler dönüyor. Kaç para olacakmış bu kışın pancar? Kimin tarlasında çalışılacak, mevsimlik işçiler […]
Devamını Oku »
GİRİŞ Hava kararmaya yakın ışıklar yanıyor, vagonun içinden sesler geliyor, birileri yürüyor. Buzlu camın ardında gölgeler. Telaşlı telaşlı dolanan kompartıman görevlisi. İki çocuk koşuyor. Kısık gülüşmeler. Donmuş, çelik raylar üzerinde gürültülü yolculuk. Tren camının ardında ise koskoca bir grilik var. Donmuş toprak kim bilir altında neler saklıyor. Hava çoktandır kapalı. Herkesin üstüne derin bir sessizlik çökmüş. Zaten köylerde çok konuşulmaz. Çok uzakta görünüyor Irmak İstasyonu. Kuzeyden gelen hattı ikiye ayırıp […]
Devamını Oku »
Rams sesin geldiği yöne döndüğünde Kont’la konuşmasından hemen önce ellerinde muştalarla kapıda kalan adamı gördü. ‘Yarım kalan bir işimiz var efendi Rams.’ Rams’ın hayatındaki hiçbir şey kolay olmamıştı. Bu gece de durumun farklı olması beklenemezdi. ‘Abi, efendi Rams bana yardım etti.’ ‘Sen kenara çekil Luka.’ Böyle bir abinin böyle bir kardeşi olması… Hayat her zaman adil olmuyor! ‘Seninle bir işim yok benim’ dedi Rams umursamaz bir tavırla. Luka’nın abisinin birkaç […]
Devamını Oku »