Bugün sözü hiç uzatmadan, salt edebi bir mantıkla bahsettiğimiz üç kitaba geçmek istiyoruz. Bazen edebiyat sadece edebiyat olmalı çünkü…
The Steel Remains-Richard Morgan
Karanlık, fantastik bir dünya; birbirlerinden tamamen farklı çevrelerden gelen; ama hayatlarının bir noktasında savaşın birleştirdiği üç kişi ve savaş sonrası dönemde ortaya çıkan ve her şeyi tehdit edebilecek türde, bilinmeyen bir düşman…
İngiliz yazar Richard K.Morgan, edebiyat sahnesindeki yerini bilim-kurgu yazarı olarak alacak diye düşünülürken, fantastik-kurgu dünyasına hızlı ve aykırı bir giriş yapıyor. Kitabın ana karakteri olan Ringil; asabi, uçlarda yaşayan, ailesini ve onun temsil ettiği yüksek tabakadan hoşlanmayan, aykırı bir savaş kahramanıdır. Bir zamanlar herkesin olmak istediği kişi olan Ringil; artık karın tokluğuna eski kahramanlıklarını anlatarak hayatını devam ettirirken, annesi çıkagelir ve kahramanımızın hayatı hiç beklenmedik bir yön alır.
Ölümsüz olan ve mühendislik konusunda büyülü işler yapan bir ırkın melezi Archeth ve bozkırlarda yaşayan, kadınların sevgilisi klan reisi Egar Dragonbane’nin de işin içine girmesiyle; eğlenceli fakat karanlık, aykırı fakat mantıklı ve kesinlikle öncesi veya sonrası yazılmalı hissi veren bir kitap ortaya çıkmış. Bazı yerlerinde okurun geleneksel kahraman ve onunla özdeşleşme hissini şaşkınlığa uğratan kitap; giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinin uzunluğu anlamında biraz orantısız olsa da kesinlikle okunmaya değer.
Bilim kurgu türünde beş adet kitabı olan Morgan’ın bu eseri henüz dilimize çevrilmedi. Ayrıca kitabın devamı beklendiği gibi yayınlandı. Kitabın adı The Cold Commands.
The Earthsea Quartet-Ursula K. Le Guin
Ursula K. Le Guin’i tanıtmak için ayrı bir yazı yazılabilir ama biz merhum yazarın affına sığınarak, hem bir iki satırla hem de “Quartet” mantığını bozmadan, yine son derece değerli iki geç seri kitabını dışarıda bırakarak dörtlemenin tanıtımına geçelim istedik.
1929 doğumlu La Guin, yazar bir anne ve antropolojist bir babanın kızıdır. Yirmi bir adet kitabı, kısa hikâyeleri, çocuk kitapları ve şiir kitapları bulunan; Hugo, Nebula, Locus, World Fantasy ve Kafka ödüllü yazarın tanıtacağımız dörtlemesinin ilk kitabı olan ‘A Wizard Of Earthsea’1968 yılında, son kitabı olan Tehanu ise 1990 yılında yayınlanmıştır.
Ged adlı bir büyücünün küçüklüğünden başlayarak başından geçenleri anlatan seri ‘The Earthsea Quartet/Yerdeniz’ adıyla bir kitapta toplanmıştır. Olayların geçtiği yer ise Yerdeniz olarak adlandırılan bir adalar denizidir.
A Wizard Of Earthsea(Yerdenizin Büyücüsü) (1968)
Duny, Gont adındaki bir ada ülkesinde, bir dağ kasabasında çobanlık yapan ve annesini küçükken kaybetmiş bir çocuktur. Duny, nereden bildiğini bilmediği ama duyduğu ‘Gerçek Lisan’daki kelimelerle hayvanlara hükmetmektedir. Bunu fark eden ve aynı zamanda köyün cadısı olan teyzesi, Duny’i şan şöhret ve para vaatleriyle heveslendirerek, kendisine yardım etmesi için eğitmeye başlar. Duny, sık sık avcı kuşları; özellikle de atmacaları ‘Gerçek Lisan’ ile çağırabildiği için ‘Atmaca’ adıyla anılmaya başlanır.
Gerçek gücünü gösterdiği olay aynı zamanda onun kaderini dönülemez bir şekilde değiştirecektir. Köylerine yaklaşan istilacılara karşı bir büyü yapar ve köyü bir sis bulutunun arkasına saklar. Kargish’li istilacılar, Atmaca’nın gösterdiği sahte gölgeleri takip ederek köyden uzaklaşırlar; ama Duny gücünü tükenme noktasında kullanmıştır ve komaya girer. Olay Re-Albi’nin büyücüsü ‘Sessiz Ogion’ a kadar ulaşır. Büyücü köye gelerek Duny’i iyileştirir ve sahip olduğu güçleri kötüye kullanmaması için eğitilmesi gerektiğini söyleyerek yanına alır.
Duny on üçüncü yaş gününe girdiğinde Ogion(artık ustasıdır) ona verilen doğum ismini alır ve ‘gerçek ismi’ni verir: Ged. Yerdeniz’de her şeyin ‘Gerçek Lisan’da bir ismi vardır ki bu lisanda büyülü bir şekilde fiziksel dünya ile bağlıdır. Büyü de gerçek isimleri bilerek doğal dünyayı etkilemektir.
Gücün tadına varan Ged, kendisine habersiz büyü yapan genç bir cadıya gösteriş yapmak isterken büyünün etkisiyle şekil değiştirme büyüsü yerine ölü çağırma büyüsü yapar. Bunu fark eden Ogion, kendisine devamlı doğada bulunun sabrı ve saygıyı öğretmeye çalıştığı halde böyle bir sorumsuzluk yapan Ged’i Roke şehrindeki büyücülük okuluna götürür.
Buradan sonra Ged’in başından geçenler çok daha heyecanlı ve dramatik bir hal alacaktır.
The Tombs Of Atuan(Atuan’ın Gömütleri)(1972)
İlk kitabın protagonisti Ged bu kitapta çok daha deneyimli bir büyücü olarak okurun karşısına çıkıyor. Kitap, Kargish’li bir rahibe olan ve ömrü ‘İsmi Olmayanlar’ olarak adlandırılan tanrılara adanan genç Tenar’ın(ki isimi ‘yenmiş kişi’ anlamında ki Arha olarak değiştiriliyor) sırtına yüklenen ağır ve ürkütücü göreviyle, çocuksu masumiyeti arasındaki bocalamalarıyla başlıyor.
Tenar, yaşadığı tapınağın altında bulunan ve hiçbir ışığın giremediği labirentin her köşesini ezberlemek zorundadır. Gömütler diye adlandırılan bu labirent güçlü büyülerle bağlanmıştır ve kudretli ‘İsmi Olmayanlar’ burada yaşarlar. Suçlular yavaş bir ölümü kucaklamak için bu labirente atılmaktadır. Rahibeler arasındaki güç oyunlarından kaçmak için bu korkutucu mekân Arha’nın sığınağı haline gelir. On beşinci yaşının içindeyken labirentte kaybolmuş birisini bulur. Ged isimli yabancının buraya girmesi yasaktır ve onu bir odaya kapatır. Yakaladığı yabancıyı öldürüp öldürmemekle ilgili gel-git yaşarken yalnızlığına yenilir ve Ged adlı yabancının kendisine hiç görmediği dış dünya ile ilgili anlattıklarını dinlemeye başlar. Bir süre sonra Ged’e düzenli olarak su ve ekmek getirmeye başlar. Ged’in labirente gelme sebebi ise; Erreth-Akbe’nin yüzüğüdür. Yüzyıllar önce yaşamış bir büyücü-savaşçı olan Erreth-Akbe, aynı zamanda bir ejder lordu’dur. Yerdeniz’e barışı getirecek olan efsanevi yüzüğün yarısı bulunmuştur ama diğer yarısı kayıptır ve Ged onu bulmaya kararlıdır.
Ged’in varlığını çok geçmeden bir rahibe tarafından öğrenilir ve olaylar bu noktadan sonra farklı bir boyut kazanır. Dörtlemenin dördüncü kitabı olan Tehanu’da, Tenar(Arha) çok önemli bir rol alacaktır.
The Farthest Shore(En Uzak Kıyı)(1972)
Dörtlemenin en beğendiğim kitabı olan The Farthest Shore, Ged’i karşımıza baş büyücü olarak çıkartıyor. Ged, Yerdeniz’de açıklanamayan, anlaşılamayan bir kötülüğün yayılmaya başladığını hisseder. Tam bu zamanda bir prens, Arren, yayılan hastalığın(ktölüğün) nedenini bulmak ve takacağı taca layık olduğunu ispatlamak üzere Roke’a gelir. Büyü, gücünü kaybetmeye; şarkılar unutulmaya ve insanlar ve hayvanlar delirmeye veya hastalanmaya başlamıştır. Ged ve Arren bu hastalığın nedenini bulmak için Ged’in meşhur teknesi ‘Lookfar’ ile müthiş bir yolculuğa çıkarlar.
Birinci kitaptan tanıdık isimlerin tekrar boy gösterdiği hikâyede bu sefer efsanevi ejderhalar Ged’e yol gösterecekler. Hikayenin sonunda dünyayı kurtarmak için büyü yapma gücünü kaybeden Ged doğduğu ada Gont’a dönerken, genç prens Arren çağlar önce yaşamış Yerdeniz’in son kralının kehanetindeki ‘Kral’ olduğunu anlayacaktır.
‘O ki, karanlık topraklardan canlı olarak geçecek ve günün uzak kıyılarına varacaktır. İşte o kişi benim tahtıma oturacak olandır.’
Tehanu(1990)
Dörtlemenin dördüncü ve son kitabında La Guin’in hayat görüşündeki değişiklikler kendisini çarpıcı bir şekilde gösteriyor. İlk üç kitapta kudretli bir büyücü olan Ged, bu kitapta Tenar’ın desteğiyle ayakta durmaya çalışan bir keçi çobanı haline geliyor.
Tehanu, Ged’in üçüncü kitaptaki kötülüğü ve onu getiren Cob’u yendiği; ama güçlerini kaybettiği zamanda başlıyor. Ged, Kalessin isimli ejderhanın sırtında Gont’a dönerken, ikinci kitapta genç bir kızken Atuan’dan kurtardığı Tenar, önüne sunulmuş saray hayatını terk etmiş ve basit bir çiftçiyle evlenmiş iki çocuk sahibi bir kadın olarak tekrar karşımıza çıkıyor. Kızları evlenip, kocası da ölünce yalnız kalan Tenar, yörede gezinen avarelerden birinin kızını evlatlık olarak alır. Alma sebebi de Therru adını verdiği kızı, babasının kamp ateşine itip ölüme terk etmesidir. Kızın iyileşmesine yardım eden Tenar, olayların sonunda kendi içindeki gücü ve himayesine aldığı küçük kızın gerçekte ne olduğunu anlayacaktır. Ged ise ilk üç kitabın aksine bu kitapta yardımcı bir rol üstleniyor.
Dilimize de çevrilmiş olan bu dörtlemeyi muhakkak okumanızı tavsiye ediyoruz. Gerçek isimlerin ve büyünün dünyasında dolaşmak isteyenler için ‘Yerdeniz Dörtlemesi’ harika bir kitap.
The Scar(Kesik)-China Mieville
China Mieville, 1972 doğumlu İngiliz bir yazardır. Yeni nesil bilim-kurgu yazarları arasında kendisine saygın bir yer edinen Mieville, ‘Yeni Acayipler’ diye adlandırılan bir edebiyat akımının da önemli bir parçasıdır. Kendi yazdıklarını ‘acayip kurgu’ olarak tanımlayan yazarın tanıtacağımız kitabı, Bas-Lag olarak isimlendirdiği kurgu dünyada geçen üç romanından birisidir. Bas-Lag; Steampunk teknoloji(buharlı teknoloji) ile sihrin bir arada bulunduğu ve pek çok bilinçli türün var olduğu bir dünyadır.
Roman, sevdiği şehir New Crobuzon’dan kaçmak zorunda kalan dil bilimci Bellis Coldwine’ın etrafında gelişiyor. Bellis yeni bir hayat kurmak üzere, kurulmakta olan bir koloni şehrine doğru sakin bir deniz yolculuğuna başlar. Yolculuk bir süre sonra gemiye saldıran bir korsan grubunun gemide bulunanlara ya bize katılın ya da ölün önermesiyle başka bir boyut kazanıyor.
Gemiye saldıran grubun efsane olarak bilinen Armada’ya ait olduğu ortaya çıkıyor. Armada yüzlerce geminin birbirlerine bir şekilde bağlanarak oluşturduğu yüzen bir şehirdir. Armada’da bölgeler vardır ve bu bölgelerden birisini yöneten ‘Âşıklar’ diye anılan bir çiftin gizli planları vardır. Dil bilimci olduğu için kendisinden yardım istenen Bellis, hiç ummadığı bir yolculuğun ve beraberinde gelen heyecan fırtınasına kapılacaktır.
Yazarın kitapta kullandığı bazı temalar Galler efsanelerinden alıntıdır. Ayrıca klasik korkunun en başta gelen figürlerinden olan vampirlerin de kullanıldığı kitap ilk elli, altmış sayfayı atlattıktan sonra garantili heyecan sunuyor.
Dilimize de çevrilmiş kitabı orijinal dilinde okuyabilecek olanlara tavsiye ederiz.
İlginizi Çekebilir
Dünyayı Kasıp Kavuran Dizinin Kaynağına Dönüş...
İlk Yıldızlararası Kuyruklu Yıldız Şimdiye Ka...
Başat Bir Fantastik Eser Ve Onun İlk Tercüme ...
Başat Bir Fantastik Eser Ve Onun İlk Tercüme ...
Başat Bir Fantastik Eser Ve Onun İlk Tercüme ...
Başat Bir Fantastik Eser Ve Onun İlk Tercüme ...
Tüm kurgu severleri saygıyla selamlıyorum. Ben Volkan Gün. Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 1 asır önce mezun oldum. Sonsuzluk kadar uzun süre bankacılık yaptım. Yapmaktan zevk aldığım pek çok hobim oldu; ama bilim kurgu ve fantastik okumak yazmak ve izlemekten asla sıkılmadım. Bir insanın hayal gücünün milyonları peşinden sürükleyebildiğini defalarca görmüş birisi olarak en çok istediğim şey sizlerle ortaya koyduklarımız hakkında konuşabilmek, sizlere ulaşabilmek.