Niş Bilimkurgu Eserin İki Farklı Versiyonunun Farklı Dünyaları: Immortal

Bunu Paylaşın

Bugün, 1951 Belgrad doğumlu çizer Enki Bilal‘in 1980’de başladığı Nicopol üçlemesine ve üçlemenin ilk iki çizgi romanının 2004 tarihli live action versiyonuna dair karşılaştırmalı bir görsel galeri hazırladık sizlere.

Bu bir görsel galeri olduğu için, materyalin oldukça karmaşık distopik yapısına dair söyleyeceklerimiz küçük açıklamaları geçmeyecek. Ancak distopik, siberpunk ve biopunk temalarının kesiştiği noktadaki materyalin görsellerinin bile yeterli olacağı kanaatindeyiz. İyi seyirler.

İlk olarak sizleri Nicopol ve Horus ile tanıştırıyoruz. Üstte çizgi romandaki zoraki ikili,

Ve altta da, filmdeki versiyonları… Her ne kadar 2004 yılının CGI düzeyi, materyalin özgün havasını veremese de, yine de ikilinin ruhunu iyi yakaladığı söylenebilir.

Jill ile tanışın. Biolojik olarak üstün bir yaratık ve Horus’un bebeğini taşıyabilecek tek kişi. jill’i canlandıran Linda Hardy, 1992 Fransa Güzeli’ydi.

Jill, çizgi roman versiyonunda üzgün görünüyor. Ama kesinlikle daha özel…

Peki arka plandaki Nicopol, Horus birliği dikkatinizi çekti mi?.. Öyleyse bir de live action versiyondaki birlik haline bir göz atalım

Peki Nicopol de, Jill gibi tek başına boy göstermeyi hak etmiyor mu, bizce ediyor. Thomas Kretschmann, her ne kadar tamamen CGI bir filmde zor da olsa başarılı bir performans sergilese de, Enki Bilal’in elinden çıkan Nicopol çok daha özgün.

Peki İmmortel nasıl bir yerde geçiyordu, 1980 için çok özel bir seti vardı olayların…

2004’ün live action film ortamı da bu havayı yakalamayı başarmış görünüyordu.

Doğrusunu söylemek gerekirse, ner ne kadar film bazı karakterleri bile CGI olarak yansıtsa da, ortama ve ana materyal ile benzerliğe önem veriyordu. Aşağıdaki örnekte ilk olarak çizgi romana bakalım.

Yukarıdaki “Yeni” Sarajevo’yu gördünüz değil mi… Bakalım 2004 versiyonu olan film bu sahneyi nasıl aktarmış.

Son olarak filmin “biopunk” özelliğine değinelim. Tam olarak kötü adam diyemeyiz ama en çetin saldırganın zeki bir köpek balığı olması yeterli sanıyoruz…

Murat Barış Sarı

Merhaba, ben Murat B.Sarı. Eğer sitemizi ilk döneminde takip ettiyseniz beni “Yarıaydın” olarak hatırlayabilirsiniz. Aslında bu rumuz hakkımda oldukça açıklayıcı denilebilir. Yani şu evrendeki bilginin ne kadarına hakim olabilir ki insan? Günümüz dünyasında “T” insan olmak makbul ve ben uzmanlığımın sanata dair herşey hakkında olmasını yeğliyorum. Umarım bunu birlikte başarırız. Yeni maceralarda görüşmek dileğiyle…