Rita Monaldi ve Francesco Sorti’nin Hırslı Yeni Çağ Draması’nın 2.Kitabı İncelemesi: Veritas

Bunu Paylaşın

“Imprimatur Secretum Veritas Mysterium. Unicum! / Sırları İstediğiniz Kadar Yayınlayın, Gerçek Esrarını Korur. Tek ve Özel Kalır!” mottosu, karı koca yazar olan Rita Monaldi ve Francesco Sorti‘nin hırslı külliyatındaki kitapların ismi olarak planlanmış, sırasıyla 2002’de Imprimatur, 2005’da Secretum, 2006’da Veritas ve 2011’de Mysterium’un basılmasından sonra nihayete ermişti.

Genel bir bilgi olarak dinler tarihi uzmanı olan Monaldi ve müzikolog olan Sorti’nin eseri, dar ancak tarihe meraklı bir çevre içinde sevilse de, yazarların İtalyan olmaları ve konularını tarih içindeki olay yorumları olarak sunmaları nedeniyle Vatikan ile aralarının açılmasına neden oldu ve öyle anlaşılıyor ki çiftin seriyi durdurmasına sebep oldu.

Karı koca yazar, Francesco Sorti ve Rita Monaldi

Bununla birlikte batıda ve özellikle İtalya’da Katolik Kilisesi’nin kendi içindeki tüm fraksiyonlarla dönem dönem girdiği çatışmalar bizim anladığımız şekliyle bir dinsel veya anti dinsel bir tınıya sahip değil. Aslında temelde olan, Kilise’nin Ortaçağ, Rönesans ve Yeni Çağ‘da angaje olduğu politik meseleler ile ilgili yorumların ortodoks yorum ile çakışması ve ironik olarak aynı anda Kilise’nin eski ihtişamına ve gücüne övgü.

Dolayısıyla kitaplarını, 2041 yılında Vatikan’da bir üssüne yazmış rahip Lorenzo Dell’Agio’nun mektubuyla başlatan iki uzman yazarın aklının karıştığı ve seriyi sonlandırdığı nokta da bu olarak görünüyor. Yoksa eserlerin her ne kadar tarihi olayları alternatif edebi varyasyonlarla sunmasının ne Assassin’s Creed‘den bir farkı var ne de Dan Brown‘un sonradan çok popüler olan serilerinden daha önemli konsept olarak. Bir başka deyişle, iki çocuğun, babaları ile tartışması ile karşı karşıyayız.

Ama biz artık kitaba geçelim…

2005’de, yani II.Viyana Kuşatması sırasında Roma’da geçen maceranın anlatıldığı Imprimatur’dan – terim basım/yayın ve bunun izni anlamına geliyor- üç sene sonra piyasaya sürülen Secretum / Sır, başrolünde bir kez daha, halk tabakasından gelen keskin zekalı, entelektüel ve hadım olan yüksek düzey rahip ve Fransa Kralı XIV.Louis‘in casusu Atto Melani’yi alıyor merkezine.

Rahip Melani’nin yanında onun entrika takım arkadaşları, kitapta hiç ismi geçmeyen anlatıcı ve Fransız entelektüel Mösyü Puvat’tır. Roma’da Villa Spada’da 1700 yılı baharında başlayan ve aslında kısa bir süre içinde biten olaylar bütününe göre; İspanya tacı için bir birbiri ile çekişen Fransa merkezli bir ittifak ile Habsburg kaynaklı diğerinin anlaşması için düzenlenen dini ve seküler elitin ziyafet temalı konferansı ve komploları etrafında gelişen kişisel, tarihsel, psikolojik ve makro olaylar ele alınır.

Kitabın o sırada Spada Villa’sında bahçıvanlık yapmakta olan anlatıcısı tarafından aslında çok sevilen ve hayran olunan baba figürü peder Melani’nin, sahneye hemen küçük bir suç ile başlaması bile tüm bu entrikanın eğlenceli yönünü okuyucuya hissettirir; 1683’de anlatıcı ile ortak olarak yine Roma’da ve yüksek siyasi entrikalar çevirmiş peder daha gelmeden anlatıcının günlüğünü çaldırtır çünkü. Üstelik anlatıcının konuyu uzatması ve onu itirafa zorlamasını da büyük bir dürüstlükle karşılar; “Günlük emin ellerde, zaten imprimatur olmadan basılamaz. Çok düşünme genç dostum.”

Anlatıcı ise Melani ile ilk macerasından sonra geçen 17 yılda, aslında ona olan hayranlığının da sebebi olan entelektüel meraklarını geliştirmiş bir bahçıvan olarak son derece enteleektüel bir karakterdir. Ama Melani için takdir edilesi bu özellik, avcı karakterli rahibi eğlendirmekten öteye gitmez. Melani’nin entelektüel ve silik denecek kadar kendini olaylardan uzak tutan yardımcısı Mösyö Puvat, bu süreçte anlatıcıya kültürel anlamda arkadaş olmakla kalmaz onu kendi dilinde yazmaya da teşvik eder.

Anlatıcı ve Melani arasındaki ilişki aslında basit bir kurguya dayanır; Melani görevini yaparken anlatıcıdan yardım alacak, anlatıcı bu işten maddi hiçbir kazanç elde edemeyeceği gibi, kendisinden de baba sevgisi görmeyecektir. Bununla birlikte, anlatıcı sınıfsal anlamda çizili kaderinin ötesinde büyük bir heyecan yaşayacaktır ve bu anlatıcı için servet değerinde bir karşılıktır. İkili arasındaki denge bu açık gerçeğe ve bundan doğan güvene dayanır.

775 sayfalık bu kitabın ana fikri ve karakteri böyle açıklanabilecek olsa da içerdiği detaylar açısından zengindir. İspanya kraliçesi Maria ile Fransa’nın efsanevi monarkı “Güneş Kral” XIV.Louis arasında ergenliklerinde yaşanmış ve yarım kalmış aşk ve bu kırgınlığın kralın karakterine getirdiği defolar -eşine olan sadakatsizliği ve ülkenin en güzel kadını olarak tanınan Madame Montespan başta olmak üzere ruhsuz aşk hayatından gücü tek elde toplama kaygısına kadar- kitapta önemli bir yer tutar örneğin.

Kralın eski aşkı İspanya tahtı için yaşanacak mücadeleyi öngörerek kralı uyarsa da ona yardım ederek Avrupa’yı 15 yıl sürecek bir savaşa sokmaktan çekinmeyecektir.

Yine Villa Spada’daki yemekli konferanslarda rahibin kişisel kıskançlıkları ve tarihçesi bazında, dini elitin birbiri arasındaki mücadeleler, papalık seçimi ve politik sonuçları, Avrupa’nın bölünmüşlüğü sebebiyle hizmetçilerin Yeniçeri kılığında servis yaparak taraflardan hiçbirine yakın olmamaya çalışması, entelektüel ve görünmez Mösyö Puvat’ın özel sahtecilik yetenekleri de keyifli ve ilgi çekici şekilde ortaya konur.

Yine çok güçlenen XIV.Louis ve Fransa’nın kıskanılması, Osmanlılarla ittifakı sebebiyle eleştirilmesi -ki XIV.Louis’in Osmanlılarla yaptığı ittifak 1683-1699 büyük Türk Savaşı’nda Osmanlılara zaman ve imkan kazandırmakla kalmamış, 1711 Rus ve 1714’deki Venedik Savaşları’ndaki Osmanlı başarılarına karşı Habsburg’ların tepki verememesini sağlamıştır.- ve son olarak Avrupa’nın Türk tehlikesinden tamamen kurtulmasının özgüveni tüm detayları ile gösterilir Villa Spada’da

Dönemin politikası ve Avrupa’nın özellikle Rönesans ve sonrası tarihine dair sayısız gönderme ve tarihi bilginin yanında büyük mücadelede yani İspanya tahtına varis olunması konusunda ise iki karşıt taraf ve kilisenin pozisyonu yine ayrıntılı şekilde işlenir.

Kitaptaki olaylar İspanya Veraset Savaşları’na giden yolu açan bir finalle sona ererken, başta da belirttiğimiz gibi, iki uzman yazarın tarihi belgeler ışığında yaptığı yorumun doğruluğu konusunda yeni bir tartışma başlar.

Farklı kitaplar, olaylar ve hikayelerde görüşmek dileğiyle.

Yazıyı beğendiniz mi?

Ortalama puan 5 / 5. Oylama sayısı: 1

Bunu oylayan ilk kişi olun

RSS
Follow by Email
Twitter
Visit Us
Follow Me
YouTube
YouTube
Instagram

Cevap Yaz

Oturum aç:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir