Deneysel İşler
Birkaç ay süren dinlenmenin sonunda grup yeni albüm hazırlıkları için tekrar stüdyoya girmiştir. Yıl 1986’dır ve grup tarihin tozlu sayfalarından çıkarak bir sonraki albümde bilim kurgu öğeleri kullanmaya karar verir. Şarkılara derinlik ve katman verebilmek adına, sentezlenmiş bas gitar ve gitarlar grubun stüdyo kayıtlarında ilk defa yer alır.
“Somewhere in Time” albümü 29 Eylül 1986 tarihinde müzikseverlerin beğenisine sunulur. Albüm, pek çok epik parçayı bünyesinde barındırmaktadır. Açılış parçası “Caught Somewhere in Time” la başlayan doyurucu müzik yolculuğu, grubun bu albümdeki ilk single olarak seçtiği, Adrian Smith parçası olan “Wasted Years” ile devam eder. “Alexander The Great” ve “Stranger in a Strange Land“, albümün kayda değer diğer güzel parçalarıdır. Albüm, o güne kadar grubun Amerika’da yakaladığı en büyük başarıyı yakalar ve Amerikan albüm listelerinde 11. sıraya kadar çıkar. Kendi topraklarında da 2 numaraya kadar yükselmiştir.
Harris ve arkadaşları albümün ardından yine yollara düşer. İki buçuk milyon izleyiciye ulaşan bu turnede İngiliz grup, aralarında dönemin demir perde ülkeleri olan Polonya ve Yugoslavya’nın da bulunduğu pek çok ülkede toplam 157 konser verir. Albümün konseptine uygun olarak hazırlanan sahne dekoru, efsanevi grubu dinlemeye gelenlerin gözlerine de hitap eden müthiş bir görsel şölen sunar. Lazer silahları, uzay gemileri, yükselip alçalan setler ve ateş gösterileri albümün temasını en iyi şekilde yansıtan öğeler olur.
Turne yaklaşık sekiz ay sürer ve müthiş bir başarı yakalar; ancak tüm başarılara rağmen ufak tatsızlıklar ortaya çıkmaya başlamıştır. Albümün yazım aşamasında kendi parçalarını gruba dinleten Bruce Dickinson diğer elemanlar tarafından veto yiyince kendi şarkı yazma işlerine ağırlık verir ve albümde hiçbir şarkıya katkı vermez. Daha çok Dickinson ile birlikte şarkı yazan Adrian Smith ise şarkı yazarlığı konusunda ne kadar becerikli olduğunu bu albümde ispat eder. Albümün ilk iki hit parçası Smith imzası taşımaktadır.
Daha önceki albümlerinde kullanmadıkları klavyenin getirdiği derinlik hissinden memnun olan grup üyeleri bir sonraki albümde de bu yolda yürümeye devam etme kararı alırlar. Iron Maiden‘in, Dickinson’un gruba katılmasıyla başlayan yükselişi, art arda çıkan dört albümün müzikalitesindeki tutarlılık ve son albüm olan “Somewhere in Time” için yaptıkları sound değişikliğiyle en tepe noktasına ulaşır. Bir grup için en zor şeylerden birisi kaliteli şarkı yazma noktasında tutarlı olabilmektir.
Herkes Iron Maiden için; Somewhere in Time’dan daha iyi bir albüm çıkartmaları çok zor diye düşünürken, İngiliz beşli bir kez daha Dünyanın en iyi Heavy Metal grubu olduğunu dosta düşmana gösterir. 1988 yılının Nisan ayında çıkan albüm, grubun yedinci albümüdür.
Şarkı sözlerinde fantastik ve bilim-kurgu öğelerini fazlasıyla kullanan bir grubun yedinci albümleri için buldukları tema da pek tabi farklı olmayacaktır. Birkaç yıl önce ülkemizde de gösterime giren, başrolünde Harrison Ford’un oynadığı Ender’s Game adlı filmin kitabını yazan ve iki yıl üst üste hem Hugo hem de Nebula ödülünü kazanma başarısını gösteren tek bilim-kurgu ve fantastik roman yazarı olan Orson Scott Card’ın, bir yıl önce çıkmış olan Seventh Son adlı eserinden esinlenen grup, yedinci albümü yedinci oğul olarak görerek güzel bir gönderme yapar.
Yedinci oğlun yedinci oğlu yine bir gözde albümdür. Kraliçenin diyarında 1 numaraya ulaşır. Okyanusun diğer kıyısında ise 12 numaraya kadar yükselir. Albüm, bir önceki albümde başlayan müziğe derinlik verme hissinin bu albümde ilk kez klavye ile denenmesi açısından önemlidir. Parçaların çok atmosferik ve progresif olduğu albüm, Iron Maiden sevenlere o zamana kadar grubun hayranlarının hiç deneyimlemediği bir tat sunacaktır.
Grup, her zamanki gibi sonrasında çok ilgi görecek olan bir dünya turnesine çıkar. Kuzey Amerika’yı fethettikten sonra Avrupa’da as grup olarak Monsters of Rock festivallerinde sahne alır. Kendi ülkesindeki festival sırasında Donington Park’ta 107.000 izleyicinin karşısına çıkar. Bu performans sırasında kullandığı 200.000 vatlık ses sistemi ve 1500 ışık ile Iron Maiden, Guinness Rekorlar Kitabı‘na girmeyi başarır.
Başarılarla geçen bir turun ardından grup üyeleri bir ara verirler. Bu arayı gitarist Adrian Smith kendi projesiyle bir albüm çıkartarak geçirir. A.S.a.P. adını verdiği grupla başarılı müzisyen, Silver and Gold adını verdiği bir albüme imza atar. Aynı anda Bruce Dickinson ’da kendi solo projesi üzerinde çalışmaktadır. 1990 yılında Tattooed Millionaire adını verdiği bir albüm çıkartır. Albüm için gitarist Janick Gers ile çalışır. Albüm, geneli itibariyle Iron Maiden’in şarkı içinde gelişen ve farklı ritimlerle zenginleşen şarkı formundan uzak, daha çok Hard Rock öğeleri içeren bir albümdür. Bu albümde enteresan bir olay yaşanır. Dickinson’dan, Elm Sokağında Kâbus korku filmi serisinin beşinci filmi için bir şarkı yazması istenir. Janick Gers ile birlikte “Bring Your Daughter… to the Slaughter” isimli parçayı yazar. Solo albümüne koymayı düşündüğü parça Iron Maiden üyeleri tarafından da beğenilir ve bir sonraki Iron Maiden albümünde yer almak üzere ayrılır. Daha önce getirdiği materyallerin bazıları beğenilmeyen Dickinson, grubun Birleşik Krallık’ta 1 numaraya ulaşan ilk ve tek şarkısını yazmıştır!..
İlginizi Çekebilir
Retro'nun Ayak Sesleri - 10 Yıl Önce 10 Yıl S...
Çağdaş Kompozitörler Serisi-2: Duygulara Sesl...
Çağdaş Kompozitörler Serisi-2.1: Western Efsa...
Civilization V’den Etnik Müzikler Bazında Nos...
Çağdaş Kompozitörler Serisi-4: Vizyoner Yapım...
Müzik Kutusu: The Witcher Soundtrack - Dizide...
Tüm kurgu severleri saygıyla selamlıyorum. Ben Volkan Gün. Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 1 asır önce mezun oldum. Sonsuzluk kadar uzun süre bankacılık yaptım. Yapmaktan zevk aldığım pek çok hobim oldu; ama bilim kurgu ve fantastik okumak yazmak ve izlemekten asla sıkılmadım. Bir insanın hayal gücünün milyonları peşinden sürükleyebildiğini defalarca görmüş birisi olarak en çok istediğim şey sizlerle ortaya koyduklarımız hakkında konuşabilmek, sizlere ulaşabilmek.