Bugün, gösterimdeki ilk haftası dolmadan hemen önce bilim kurgu sineması kadar tüm sinema başlıklarında, tıpkı kaynağını aldığı klasik eser gibi bir efsaneyi inceliyor olacağız; Dune: Part Two / Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki. Frank Herbert‘in aynı adı taşıyan ve altı kitaptan oluşan serisinin bu çok başarılı temsilini incelemeye geçmeden önce geleneksel olarak spoiler/sürprizbozan uyarımızı yapacak ve fragmanı izleyeceğiz. Fragmanın çok başarılı bir şekilde temsil ettiği zamansız ve “sahipsiz” epiğin, filmdeki […]
Devamını Oku »Etiket: bilimkurgu
Yapay Zeka ve Günlük Yaşam Hakkında Bir Bilim Kurgu Öyküsü: Çöpçü
Oğlumu üç senedir görmedim. Üç sene önce bana attığı bu son mesajda görmüştüm onu, o zaman beş yaşındaydı. Tüm çocukluğunu kaçırmanın acısını içimde yaşarken acaba diyorum, Ay’a yerleşmekle iyi mi yaptım? Düşününce, elimde ona dair sadece birkaç hayalet var. Ama annesiyle görüşmeye devam edemezdim, yaptığından sonra olmazdı, olamazdı. Mahkeme de velayeti bir çöpçüye verecek değildi ya… “Güle güle babacığım, çabuk gel olur mu?” Bu hologramı her seyrettiğimde aynı acıyı yaşıyorken […]
Devamını Oku »Niş Bilimkurgu Eserin İki Farklı Versiyonunun Farklı Dünyaları: Immortal
Bugün, 1951 Belgrad doğumlu çizer Enki Bilal‘in 1980’de başladığı Nicopol üçlemesine ve üçlemenin ilk iki çizgi romanının 2004 tarihli live action versiyonuna dair karşılaştırmalı bir görsel galeri hazırladık sizlere. Bu bir görsel galeri olduğu için, materyalin oldukça karmaşık distopik yapısına dair söyleyeceklerimiz küçük açıklamaları geçmeyecek. Ancak distopik, siberpunk ve biopunk temalarının kesiştiği noktadaki materyalin görsellerinin bile yeterli olacağı kanaatindeyiz. İyi seyirler. İlk olarak sizleri Nicopol ve Horus ile tanıştırıyoruz. Üstte […]
Devamını Oku »Doğal ve Yapay’ın Buluştuğu Bir Öykü: Yeni Ay
“Yirmi ikinci yüzyıla girmemize sadece dört ay kaldı” diye düşündü Orkun “Ve yüz yirmi yaşındaki bu masaj koltuğu hala kuyruk sokumuma bir aparatını sokmaya çalışıyor. Hiç mi kullanıcı geri bildirimi yapılmadı buna bugüne kadar?” Aslında masaj koltuğundan tek derdi bu değildi, koltuğun boynunu ovarken omurgasını kırmasından veya ensesine çıktığında omurilik soğanını ezmesinden de korkuyordu. Her şeyin ötesinde makinanın bunu yapmak istediğine dair rasyonel olmayan bir his taşıyordu içinde. Sanki gece […]
Devamını Oku »Berdan Sarıgöl’den Yeni Saga: Atlantropa – İlk Kitap Bölüm 18 ve Final
On Yedinci Bölüm- Maeve Kalinmann, Bir Yabancı Antimon Adası, içinde olduğu Terra isimli gezegenin en bereketli ve en yaşam dolu toprak parçasıydı. İsminde ada kelimesi geçmesine rağmen aslında bir kıta büyüklüğündeydi ve ismiyle müsemma bir şekilde içerisinde antimon kayalıklarının olduğu bir yerdi. Bu antimon kayalıklarının arasında bir insan yerleşimi vardı elbette, ancak bu insanlar gezegenin diğer taraflarındaki insanlar gibi değillerdi. Bu adanın insanları, diğerlerinin aksine savaşçı olmaya önem vermeyen, daha […]
Devamını Oku »Berdan Sarıgöl’den Yeni Saga: Atlantropa – İlk Kitap Bölüm 17
On Altıncı Bölüm- Geleceği Görmek Rüyasında anne ve babasını görmüştü Amelia. Yine çocukluğundaydı işte, yine onların yanında ve mutluydu. Beraber uçakta seyahat ediyorlardı yine. Amelia uçakları, uzay gemilerini, kısacası uçmaya yarayan her şeyi o kadar çok seviyordu ki çocukken, günün birinde bunlardan herhangi birinin pilotu olmayı hayal ediyordu. Fakat şimdi, Stockholm’den Tokyo’ya uçan özel uçaklarının içinde, anne ve babasına bakıyordu. Anne ve babası da, ona bakıp gülümsüyorlardı. İkisinin de ona […]
Devamını Oku »