Devin güldü ve iki adam resmi olarak avuç içlerine dokundu. Rovigo barın köşesindeki yerlerini geri almak için geri döndü. Açık kahverengi saçlarından beline kadar kötü kokulu şarapla ıslandığının ve çoraplarının da lekelere bulandığının üzüntüyle fark eden Devin, elinde iki şişe Certandan kırmızısıyla dışarı çıktı. Güneş ışığına birkaç saniye baykuş gibi gözlerini kısarak baktıktan sonra sokağın diğer tarafında Catriana d’Astibar’ı gördü; kızıl saçları ışıkta parlıyordu, mendilini burnunun altına sıkıca bastırmıştı. Devin hızlı adımlarla yola doğru ilerledi […]
Devamını Oku »