Doğal ve Yapay’ın Buluştuğu Bir Öykü: Yeni Ay

“Yirmi ikinci yüzyıla girmemize sadece dört ay kaldı” diye düşündü Orkun “Ve yüz yirmi yaşındaki bu masaj koltuğu hala kuyruk sokumuma bir aparatını sokmaya çalışıyor. Hiç mi kullanıcı geri bildirimi yapılmadı buna bugüne kadar?” Aslında masaj koltuğundan tek derdi bu değildi, koltuğun boynunu ovarken omurgasını kırmasından veya ensesine çıktığında omurilik soğanını ezmesinden de korkuyordu. Her şeyin ötesinde makinanın bunu yapmak istediğine dair rasyonel olmayan bir his taşıyordu içinde. Sanki gece karanlıkta yatıp ayağı pikesinin dışında […]

Devamını Oku »

Kasvet Ulu’dan Bir Öykü: Arayış

Saat yarımı geçiyor. Sarhoşlarla hayat kadınları el ele tutuşuyor, gece bütün ağırlığıyla çöküyor birden; suskun, durgun, yorgun. Ay bulutların arasına gizleniyor; gece yalnızlarla kötülere kalıyor tekrar. Başımı kaldırıp pencereden dışarı bakıyorum; yağmur, cıva buharlı ampullerin aydınlattığı caddeyi yıkıyor. Usulca camı dövüyor. O sıra giriyor vokal. Bir ses, beni öfke ve depresyondan alıkoyan. Orada duruyor, öylece, oturuyor, sanatını icra ediyor. Ankara özelinde çok da popüler olmayan alternatif bir grubun back vokallerinden biri. Adı Türkü. Çok eski […]

Devamını Oku »