Sanki bilemediği yaz tarlalarıyla ilgili bir rüyanın içinde gibi duyduğu çan sustu. Ve o ani, mutlak içsel durgunluğun içinde, bir okyanus dalgası gibi, bir kayıp dalgası onu sardı. Ve o dalgadan sonra bir diğeri geldi, sonra da üçüncüsü—biri sevgi, diğeri ise yüreğinin derinliklerinde bir gurur taşıyordu. Kan damarlarında hızla akan bir çağrı gibi garip, baş döndürücü bir his hissetti. Sonra Baerd’in ona nasıl baktığını gördü. Yüzünün katı ve beyaz olduğunu, korkunun yıldız ışığında bile şeffaf […]
Devamını Oku »