Çağdaş Kompozitörler Serisi-1.2: Yaşayan Bir Klasik Müzik Dehası; Hans Zimmer

Bunu Paylaşın

Merhaba, çağımızın en ünlü film kompozitörü Hans Zimmer’in efsane çalışmalarını örneklemeye geçmişten gelerek devam ediyoruz, hepinize iyi eğlenceler diyerek sizi bir diğer dört güzel örnekle baş başa bırakıyorum.

1998 yılında, bir  önceki yılın efsane savaş filmi “Saving Private Ryan / Er Ryan’ı Kurtarmak” filminden sonra sinemalara uğrayan ve ilk başta anlaşılamayıp daha sonra bir savaş filmi değil de, savaştaki insanların filmi olduğunu kabul ettiren “The Thin Red Line / İnce Kırmızı Hat” -terim, haritada düşman orduların angajman sınırını ifade eder.- filminin, haritada görünmeyen hayatların trajedisini kalplere işleyen bu temasıyla başlıyoruz; “Journey To The Line / Cepheye Yolculuk”.

Zimmer’e 2000 yılında Altın Küre ve Bafta dahil birçok prestijli ödül kazandıran efsane film Gladyatör’ün soundtrack albümü ise, filmin mottosu “Strength and Honour/Güç Ve Onur”u -biraz iddialı olsa da- müzikal anlamda teyit ediliyordu. Albümde birbirinden farklı tarzlarda çok sayıda parça bulunmaktaysa da, biz filmin başındaki kült savaş sahnesinin haşmetli temasını paylaşıyoruz sizlerle.

Bugünkü paylaşımlarımızda aslında en ağdalısı olmakla birlikte 2001 yılının GI destanı “Black Hawk Down / Kara Şahin Düştü” filminin soundtrack’inden bir parçayı da listemize alıyoruz.  Bunun sebebi ise tamamen Hans Zimmer’in o duygusal viyolonsel melodisi, “Leave No Man Behind / Geride Kimseyi Bırakma”.

Son eserimiz Edward Zwick’in 2003 yılı tarihli “The Last Samurai / Son Samuray” filminden geliyor; “Idyll’s End / Pastoral Mutluluğun Sonu”. Eserin adı anlamsız gibi dursa da filmi izleyenlerin anlayabileceği bir mesaj taşıyor. Yine Hans Zimmer’in filmin çekildiği çevre/kültür/döneme ait tınıları ne kadar güzel birleştirebildiğinin de bir örneğini veren tema, değişken dönem ve tempoları ile adeta tüm soundtrack albümünün özetini sunuyor.

Murat Barış Sarı

Merhaba, ben Murat B.Sarı. Eğer sitemizi ilk döneminde takip ettiyseniz beni “Yarıaydın” olarak hatırlayabilirsiniz. Aslında bu rumuz hakkımda oldukça açıklayıcı denilebilir. Yani şu evrendeki bilginin ne kadarına hakim olabilir ki insan? Günümüz dünyasında “T” insan olmak makbul ve ben uzmanlığımın sanata dair herşey hakkında olmasını yeğliyorum. Umarım bunu birlikte başarırız. Yeni maceralarda görüşmek dileğiyle…