İki Dizi-1: Raised By Wolves – Ridley Scott’un Yolculuğu

Bunu Paylaşın

Son dönemde dizilerle ilgili bir atağa kalktığımızdan bahsetmiştik. Bu kapsamda, radarımızdaki diziler arasında bulunan Raised By Wolves ve yakın zamanda beyazperdeye uyarlanmasını beklediğimiz Battlestar Galactica dizilerini farklı farklı ele alacaktık. Ancak her iki diziyi de tekrar gözden geçirince, aynı konuya farklı bakış açıları ile değindiklerini fark ettik ve başlık da böyle doğdu; İki Dizi…

Öncelikle dizi çiftinin ele alacağımız ilki olan Raised By Wolves/Kurtlar Tarafından Büyütülmüş -İngilizce’de yabani anlamına da geliyor.- fragmanı ile başlayalım. Ve unutmadan ekleyelim; yazı spoiler içermektedir.

İlk spoiler şu olsun; bu fragman izleyiciyi fena halde kandırıyor… Raised By Wolves, konu olarak, gelecekte bir inanç savaşında harap olmuş dünyadan kaçıp Keppler 22b’ye gönderilen iki android ve yetiştirmek için programlandıkları embriyoların öyküsünü anlatmayı seçmiş.

Buna göre; Mother ve Father adlı bu iki android, yeni bir uygarlık başlatacaklardır. Ancak önce, biri dışında tüm çocukların kaybedilmesi sonra da gezegene gelen rakip fraksiyondan bir grup, tüm senaryoyu değiştirir.

Father ve Mother, çocuklarıyla…

Bu rakip fraksiyonlar ateistler ve mitraistler olarak tanımlanmış. Mitraistler inanç savaşının inananlarıdır. Terim eski bir Roma dininden geliyor. Yıldızlar ve güneşi merkeze almış bir tür kült olan mitraizmin dizideki etkilerini; bulunan kurt dişinden, beşgen taştaki kafadan ve inandıkları tanrı Sol’un güneş simgesinde görebiliyoruz. Sol, sole, solar zaten güneş ile ilgili terimlerdir. Ayrıca unutulmamalı ki -dizide de bahsediliyor- “Raised By Wolves/Kurtlar Tarafından Büyütülmüş” Romus ve Romulus kardeşler de Roma mitolojisinde Roma’nın kurucuları olarak geçmektedir.

Dizi, aslında Executive Producer/Yürütücü Yapımcısı ve ilk iki bölümün yönetmeni Ridley Scott’tan, başlığımızın da işaret ettiği gibi trademark ilhamlar alıyor.

Herşeyden önce dizi bir alegori. Büyük oranda Hristiyan inancından besleniyor. İsimler , olaylar, metaforlar son derece açık şekilde kendini ortaya koyuyor. Bir diğer alegori için de Greko-Romen kültürü kendisine kaynak ediniyor.

Mitraistler…Güneş, tanrıları Sol’ü temsil ediyor.

Scott, dizide kendi tarihçesinden meydana gelen bir evrenden de yararlanıyor. Örnek olarak, dizide medeniyetin kaynağı olan dünyadan, Keppler 22b’ye gelen grubun, aslında Keppler 22b’nin dünyadaki medeniyetin kaynağı olabileceğine dair bazı bulgular bulmasını gösterebiliriz. Bu, temelde Alien/Prometheus çizgisinde bir tanımlama. Mother, Keppler’deki yaratıkların bir tanesini öldürdüğünde izleyici Prometheus’taki yunus adamlardan birini görüyor mesela.

Veya mağara duvarlarında alien benzeri resimler gözden kaçmıyor. Blade Runner’ın yönetmeninin beşgen kayanın tepesindeki robotik kafatasını oraya boşuna koydurduğunu düşünmek saçma olur. Veya bir neandertal ile sentetik bağlardan oluşan bir kafatasının aynı anda bulunması da bir tesadüf değil.

Bir başka Scott etkisini de tarafların karışmasında görebiliyoruz. Mother ve Father’ın geçirdiği değişim, Marcus ve Mary’nin geçirdiği değişimden geri kalmıyor. Her iki tarafın da birbiri ile düşman/müttefik olması ve yeni bir hayatın kuruluyor olması ile hayati zorunlulukları da katarak kendisini gösteriyor usta yönetmen.

Bir sinematik eser olarak, dizinin, ilgi çekici metaforları görsellikle vermesi son derece başarılı. Örneğin dizinin finalinde Mother’ın doğurduğu yılanı gezegenin merkezine götürerek öldürmeye çalıştığı sekansta, sperme benzeyen geminin yumurtaya benzeyen gezegenin çekirdeğine sokulması ve bu çekirdeğin yumurtayı sembolize ettiği kadar yılanın alegorisi şeytanı içine alan cehennemi de sembolize etmesi görsel olarak başarılıysa da, tarot kartlarında bu sahneyi tasvir eden ayrıntıyı kaçırmamaya çalışmak gerçekten yorucu.

Necromancer; aslında bir kitle imha silahı olan Mother’ın savaş modu.

Bu noktada ifade edilebilecek bir nokta, sembolizmin belki gerçekten gereğinden fazla bir ağırlığa sahip olması. Alegori ve metaforlar çok güçlü. Dikkat ve konsantrasyonun zihni yorduğu bir yapımla karşı karşıyayız.

Buradan dizinin hem güçlü hem zayıf, daha doğrusu rahatsız edici yanına değinmeye geçelim. Atmosfer ve onu besleyen oyunculuk… Oyuncular özellikle çocuk oyuncular, rollerini o kadar iyi oynuyorlar ki, izleyici ister istemez izlediği şeyin bir yapım değil, gerçek olduğu hissine kapılıyor.

Atmosfer ise kesinlikle karanlık. Örneğin benzer konuları işleyen ve bu yüzden bu diziyle eşlediğimiz Battlestar Galactica ile karşılaştırdığımızda, çok “yabancı” bir yapım Raised By Wolves… Ben bunun en önemli sebebinin Maslow’un piramidinin ilk katındaki bir kaos olmasına bağlıyorum. Aşk, sevgi, derinlik, arkadaşlık yerine, ciddi bulmacalarla örülmüş, tehlikeli bir ortamda hem birbirleri ile hem de yaşam alanları ile kavga eden dahası sonucu hayat veya ölüm olan bir kavgaya tutuşan çocuklar ve yetişkinleri izliyoruz. Bu açıdan ağır bir yapım bu.

Yine de karakterlerin tarihçeleri, gizemleri içinde önemli ve ilgi çekici hikayeler vaad ediyor. Ancak sevgiye dolayısıyla dramaya pek de yer olmayan atmosfer değişmiyor bu hikayelerde de.

Bu yaratık/adamı bir yerden tanıyor musunuz?

Bununla birlikte özellikle inanç konusunda Scott’un kafası biraz karışık görünüyor. Kingdom Of Heaven‘da inanç savaşını yererken inancın kendisini de yeren yönetmen, Exodus: Gods And Kings‘i çeviriyor ve orada Kızıldeniz’in yarılmasını bir meteora bağlıyordu. Ancak meteor “o” düşmesi gerektiği anda düşüyordu. Prometheus ile Alien serisine kendisi bir tür Exodus yazmıştı ve şimdi de kaynağını Hristiyan, Greko-Romen kültüründen alan bir tür beyin jimnastiği yapıyor.

İkinci sezon gelmeden Scott’un bu konuda nasıl bir yere geldiğini bilemeyiz. Buradan hareketle düşmemiz gereken bir şerhi de düşelim; bu, sadece bir Ridlley Scott projesi değil. Ancak efsane yönetmen kendini o kadar gösteriyor ki, yapımı onsuz ele almak imkansız hale geliyor.

Yine de ikinci sezonu sadece Ridley Scott‘un zihnini merak ettiğimiz için beklemeyeceğiz. Ortada salt senaryo ile ilgili bir çok soru var… Marcus ve Paul kimi duyuyor, Mother neden bir yılan doğuruyor, yılan neden dev? Tüm o kafatasları nereye bağlanacak, özellikle o dev kafatası?.. Her ne kadar o da bir “serpent” olsa da aslında bir yılan değil. Yılanın bir dengeleyicisi mi ya da Mother etkisi almayan bir başka yılan mı, gibi?..

Bu noktada Greko-romen kültürden hareketle ince bir detayı da paylaşmakta fayda var. Serpent, Sol gibi isimler ikili özellikleri ile Latince etimolojisine de göndermeler içeriyor. Sol, Sun yerine; Sole, solar gibi latince kökleri ile kullanılırken, Snake de esasen Serpent kökü ile kullanılıyor. Anlaşılması için bir örnek verelim. Örneğin Ay… İngilizce karşılığı Moon olan kelime mesela “Ay’a ait” kullanımlarında Lunar kökü ile karşılık bulur. Bu da etimolojik anlamda bile dizinin detaylılığına dair bir işaret olarak değerlendirilebilir.

Raised By Wolves ile ilgili olarak söylemek istediklerimiz şimdilik bu kadar. Önümüzdeki sezon veya sezonlarda, bir başka deyişle finalde ne olduğunu görmeden dizi hakkında kesin bir hükümde bulunmak yanlış olur. Ne zaman ki hikaye tamamlanır, biz de zanaat ve profesyonel algıların köpüğünden sıyrılıp özü görürüz.

Tekrar görüşmek dileğiyle, bu yazının yazılmasında büyük emeği olan Cara‘ya teşekkür ediyoruz. Kendisi olmasa bu yazı yazılamazdı.

Hoşça kalın…

Yazıyı beğendiniz mi?

Ortalama puan 5 / 5. Oylama sayısı: 2

Bunu oylayan ilk kişi olun

RSS
Follow by Email
Twitter
Visit Us
Follow Me
YouTube
YouTube
Instagram

Cevap Yaz

Oturum aç:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir