Çağdaş Kompozitörler Serisi-1: Yaşayan Bir Klasik Müzik Dehası; Hans Zimmer

Bunu Paylaşın

Merhaba, bugün müzik kutusunda, çağımızın muhtemelen en popüler film müziği kompozitörünü ağırlıyoruz; Hans Zimmer…

1957 doğumlu Alman müzisyenin efsane bir diskografisi olduğu muhakkak. Bir noktada, sanat-zanaat ikileminde kalan derin bir sanatseverin radarına, popülaritesi ve mainstream adrenalin avcılığıyla girebilecekse de, Zimmer, sizinle paylaşacağımız parçalarında, beste yaptığı eserleri yer yer oldukça minimalist ve etnik tınılarla da temsil ettiği için, kendisinin yaşayan efsane statüsünü kabul ettiğimizi şerh düşmek isteriz.

Bu şerhle kompozitör için hazırladığımı ilk seti beğenilerinize sunuyoruz.

Rain Man/Yağmur Adam; 1988’te Oscar kazanan filmin müzikleri döneminin özelliklerini yansıtsa da, tınısı bilinen -ve yukarıda belirttiğim gibi tartışılan- o güçlü Hans Zimmer etkisinden ziyade yumuşak bir şekilde -dönemin ruhu gereği sintizayzırla üretilen nereye ait olduğu bilinmeyen bir etniklikle ve de- karşımıza çıkınca, bu çok boyutlu dehayı bir kez daha alkışlamaktan başka bir seçenek bırakmıyor bizlere;

İkinci parçamız, 1994’de sanatçıya Oscar ödülü kazandıran “The Lion King/Aslan Kral” Filminin soundtrackinden geliyor. Zimmer, tüm filmi aslında babasını kaybeden bir çocuğun öyküsü olarak gördüğünü belirtiyor. Bu düşünceyi aşağıda duyacaksınız… Afrika’nın otantik müzik karakteri ile Zimmer’in geleneksel güçlü tarzının birleşimine dikkat etmenizi de tavsiye ederiz;

Üçüncü parçamız Grammy ödülüne layık bulunan “The Crimson Tide” filminin ana teması… Bu parça, Zimmer’in klasik tarzına daha uygun düşen bir parça ve açıkçası “The Rock” filminin soundtrack’ine beni rahatsız edecek derecede benziyor olsa da, sanatçının sahip olduğu en prestijli ödüllerden birini almasına sebep olması nedeniyle es geçemiyoruz.

Ve işte bir efsane; biraz önce negatif bir şekilde adı geçse de “The Rock” filminin soundtrack’i, dünya yüzeyindeki katarsis yan etkili soundtracklerin en etkili örneklerinden biri olduğu için, ne olursa olsun setimize alıyoruz bu efsaneyi. Hepinize keyifli dinletiler. Hoşça kalın…

Murat Barış Sarı

Merhaba, ben Murat B.Sarı. Eğer sitemizi ilk döneminde takip ettiyseniz beni “Yarıaydın” olarak hatırlayabilirsiniz. Aslında bu rumuz hakkımda oldukça açıklayıcı denilebilir. Yani şu evrendeki bilginin ne kadarına hakim olabilir ki insan? Günümüz dünyasında “T” insan olmak makbul ve ben uzmanlığımın sanata dair herşey hakkında olmasını yeğliyorum. Umarım bunu birlikte başarırız. Yeni maceralarda görüşmek dileğiyle…