Oğlumu üç senedir görmedim. Üç sene önce bana attığı bu son mesajda görmüştüm onu, o zaman beş yaşındaydı. Tüm çocukluğunu kaçırmanın acısını içimde yaşarken acaba diyorum, Ay’a yerleşmekle iyi mi yaptım? Düşününce, elimde ona dair sadece birkaç hayalet var. Ama annesiyle görüşmeye devam edemezdim, yaptığından sonra olmazdı, olamazdı. Mahkeme de velayeti bir çöpçüye verecek değildi ya… “Güle güle babacığım, çabuk gel olur mu?” Bu hologramı her seyrettiğimde aynı acıyı yaşıyorken […]
Devamını Oku »Etiket: türkçe bilimkurgu
Doğal ve Yapay’ın Buluştuğu Bir Öykü: Yeni Ay
“Yirmi ikinci yüzyıla girmemize sadece dört ay kaldı” diye düşündü Orkun “Ve yüz yirmi yaşındaki bu masaj koltuğu hala kuyruk sokumuma bir aparatını sokmaya çalışıyor. Hiç mi kullanıcı geri bildirimi yapılmadı buna bugüne kadar?” Aslında masaj koltuğundan tek derdi bu değildi, koltuğun boynunu ovarken omurgasını kırmasından veya ensesine çıktığında omurilik soğanını ezmesinden de korkuyordu. Her şeyin ötesinde makinanın bunu yapmak istediğine dair rasyonel olmayan bir his taşıyordu içinde. Sanki gece […]
Devamını Oku »Berdan Sarıgöl’den Yeni Saga: Atlantropa – İlk Kitap Bölüm 18 ve Final
On Yedinci Bölüm- Maeve Kalinmann, Bir Yabancı Antimon Adası, içinde olduğu Terra isimli gezegenin en bereketli ve en yaşam dolu toprak parçasıydı. İsminde ada kelimesi geçmesine rağmen aslında bir kıta büyüklüğündeydi ve ismiyle müsemma bir şekilde içerisinde antimon kayalıklarının olduğu bir yerdi. Bu antimon kayalıklarının arasında bir insan yerleşimi vardı elbette, ancak bu insanlar gezegenin diğer taraflarındaki insanlar gibi değillerdi. Bu adanın insanları, diğerlerinin aksine savaşçı olmaya önem vermeyen, daha […]
Devamını Oku »Berdan Sarıgöl’den Yeni Saga: Atlantropa – İlk Kitap Bölüm 17
On Altıncı Bölüm- Geleceği Görmek Rüyasında anne ve babasını görmüştü Amelia. Yine çocukluğundaydı işte, yine onların yanında ve mutluydu. Beraber uçakta seyahat ediyorlardı yine. Amelia uçakları, uzay gemilerini, kısacası uçmaya yarayan her şeyi o kadar çok seviyordu ki çocukken, günün birinde bunlardan herhangi birinin pilotu olmayı hayal ediyordu. Fakat şimdi, Stockholm’den Tokyo’ya uçan özel uçaklarının içinde, anne ve babasına bakıyordu. Anne ve babası da, ona bakıp gülümsüyorlardı. İkisinin de ona […]
Devamını Oku »Felsefik Bir Bilim Kurgu Öyküsü: Platopolis
Adam, apoletleri sökülmüş üniforması ile metalik bir masanın başındaki metalik sandalyede oturuyordu. Masanın yüzeyinden yansıyan lacivert rengin güzelliği, her ne kadar onu meşgul etse de, üniformasından sökülmüş altın düğmelerden kalan boşluklar bu manzarayı onun için alışılmışın dışında kılıyordu. Ama sadece o kadar… Artık bir değeri yoktu bunların. O bunları düşünürken, içeriye düzgün kesilmiş saçları ayrı, lacivert üniformasının üzerindeki altın apoletleri ve düğmeleri ayrı parlayan bir başka adam girdi. Bu adam […]
Devamını Oku »Bilim Kurgu Öykü: Doğum
“Bir zamanlar,” dedi yaşlı kadın, “atalarımız bu evrenin hakimiydi. Ta ki kozmoslar gelene kadar.” Tr!k, kadının karşısında soluksuz oturan çocukları izlerken içinden devam etti. “Savaştılar onlarla ve yenildiler. Buraya kaçtılar. Alterna’ya… Yeşil taşlar enerjileri, tılsımları kalkanları oldu.” Tr!k kafasını kaldırıp, mavi parıldayan gökyüzünün ötesini düşündü. Ötesindeki o korkunç yaratıkları görmüştü. Ama kozmoslar?.. Onlar belki de sadece efsaneydi. Tr!k’ı aslında zaten bildiği tüm bu düşüncelerden uyandıran şey, paradoksal olarak yine bildiği […]
Devamını Oku »