Masal Tadında Bir Roller Coaster: God of War 2018 ve Ragnarök Walkthrough’ları

Bunu Paylaşın

Anneler Günü kutlu olsun sevgili Kurgusal.net takipçileri, bugün aramıza yeni katılan genç bir editörümüz var: Ferrum. Kendisine ailemize hoş geldin diyor ve başlığın işaret ettiği mahiyetteki yazısı ile sizleri baş başa bırakıyoruz.

Oyunumuz yani God of War, emekli olmuş savaş tanrısı Kratos ile başlıyor. Kratos eşinin ona yadigar bıraktığı baltasıyla bir ağacı keserken ki ciddiyeti ile bizleri şaşırttıktan sonra daha da ileri gidiyor ve oğlu Atreus ile yeni bir başlangıcı vurguluyor daha ilk sahnede. Anneler günü için hazin olsa da tüm oyunun motoru olan annesinin kaybının akabinde onu ebediyete uğurlayan baba oğul ile ilgili dikkatimizi çeken bir başka ayrıntı da olayların Kratos’un önceki oyunda yok ettiği Olympos’ta değil kuzeyde bir yerde olduğumuz…

Atreus’un annesinin küllerini, kendisinin son isteğine uygun şekilde bir dağın tepesinde rüzgara savurmasından önce ise aslında oyunu ve ortamı bize öğreten bir avcılık ve troll savaşı sekansı yaşanıyor.

Fakat Atreus belki annesinin kaybından belki daha sonra anlayacağımız doğasından dolayı tüm bu sekanslarda ve daha sonraki “baba-oğul” sekanslarında aşırı bir öfke ve kontrol kaybı ile dikkat çekiyor. Ne zaman ki, oğul bir yumruk idmanında babasına karşı isyan bayrağını iyice açıyor, oyunun yönü tamamen değişiyor. Çünkü kapımıza her tarafı dövme dolu sarkastik ve tehlikeli olduğunu hissettiren tilki gibi kurnaz bir adam bitiyor. Ben lafı hiç dolandırmayacağım, bu adam Baldur ve Odin’İn en iyi iz sürücüsü ama her şey bu kadar basit değil.

Baldur kendini zayıf vuruşlarla saklayıp dayak yiyerek başladığı sekansta gerçek gücünü öyle bir efektiflik ve rahatlıkla sergiliyor ki, bu mükemmel, çok zor ve epik savaştan sonra Kratos onu zar zor alt edebiliyor.

Bu arada belirtmek gerekir ki, Atreus bir tanrı ve Kratos onun bunu bilmesini istemiyor. İkili kaçarak oyunun macerasına da bu kavganın akabinde başlıyorlar.

Hikayemiz ilerleyince Atreus ilk insanını öldürdüğü için çok kısa bir depresyona giriyor ama kısa süre sonra Brok adında devesi olan bir cüceyle tanışıyor. Brok’un derdi, hayvanının yürümemesi. Fakat o da ne! Atreus hayvanı anlayabildiğini fark ediyor ve babasına baltasını ormana atmasını söylüyor. Kratos söyleneni yapınca da hayvan bir anda yürümeye başlıyor. Aslında hayvan, ormandaki bir şeyden korkmuş bu arada belirtelim ki, Brok kardeşiyle bu baltayı üretip Atreus’un annesine veren kişi.

Neyse bizimkiler, Brok’u geçince derisi sert bir domuz yakalamaya çalışıyorlar tam domuzu ikinci kez vurunca bu domuz ölmenin eşiğine geliyor ama öncesinde bir cadı gelip panikle hayvanı iyileştiriyor. Bir kaplumbağa evi olan cadıya döneceğiz.

Daha sonra yolculuk ikiliyi, World Serpent’e götürüyor. Thor’un ezeli düşmanı, hasmının heykelini yedikten sonra, bizimkilere bir iki tüyo verip sahneden çekiliyor.

Daha sonrasında Brok’un kardeşi Sindri’yi buluyoruz. Dokuz diyarın kapısına tanık olduktan sonra kutsal dağa yollanıyoruz ikili olarak ama dağın girişinin karanlık bir güçle mühürlenmiş olduğunu fark ediyoruz.

Yine de zeka, büyü ve güvcün birleştiği bir bulmaca sekansından sonra Kratos ve Atreus neredeyse bir gün boyunca katıldığı bir Ak Elf / Kara Elf savaşı, içinde yanmamaya çalıştıkları bir ışık vs. binbir türlü zorluktan sonra Ak Elf’lere arka çıkarak onları galip getirip dağdan çıkıyorlar. Sadece bir ejderha ile tepesinde karşılaşmak için ama… Ejderha bir enerji bombasıyla yok edildikten sonra Sindri -bu arada Sndri ve krdeşi Brok birbirlerine küsler.- bir ejderha dişi karşılığında Atreus’a ejderha dişi patlatmayı öğretiyor. Ama bu sekans biraz uzun sürüyor çünkü Sindri biraz hijyen takıntılı.

Ama dertler biter mi? Dağın tepesinde, öldürdüğümüzü düşündüğümüz yabancı yani benim çoktan itiraf ettiğim üzere Baldur karşılıyor bizi -kendisi bilmese de…-. Yetmez gibi bir de Thor’un iki oğlu var yanında. Bununla birlikte bu sekansın oyuncuyu korkutan bir dövüş sekansı olmadığını anlamamız uzun sürmüyor. Çünkü yılanın “tüyosu” Mimir orada esir ve biz de onu kurtarıyoruz. Gerçi tamamın kurtaramıyoruz ama olsun. Kendisi, önceden bahsettiğimiz cadıya gittiği sürece bunun sorun olmadığını belirttikten sonra yapıyoruz bunu.

Meğer bu cadı Freya imiş ve baş düşmanı da eski kocası Odin… Freya, Odin’in eski ortağı Mimir’e başta pek iyi de davranmıyor. Ama bu eğlenceli sekansları kendiniz izleseniz daha iyi.

Mimir, yılanla -resmi adı ile “World Serpent”- bir borazan vasıtasıyla diyarlar arası köprüde konuşuyor. Sonra ikili, Thor’un oğulları ile karşılaşıyor ve birini öldürüyor.

Daha sonrasında Atreus tekrar kan öksürmelere döndüğü için çok kötü oluyor. Bir de Thor’un diğer oğlu da bizi basınca Atreus ölmenin eşiğine geliyor. Freya, Kratos’un oğlunun iyileşmesi için buzdan cehennemin gardiyanının kalbinin gerekli olduğunu söylüyor. Bu noktada Kratos bir seçim yapmak zorunda kalıyor. Nefret ettiği eski savaş tanrısının bir parçası olan ve Athena’dan ona yadigar kalan bir ruh hapishanesini tekrar kollarına geçiriyor; “Blades of Chaos”. Gardiyanın kalbi ve Zeus’un görünmesi Kratos’u yine de yolundan çeviremiyor.

Atreus iyileşince bir başka görev ve gizem olarak dünya yılanının içinde Mimir’in diğer gözü olduğunu öğreniyor, buluyor ve dünya yılanının içinden alıp kendisine takıyoruz. Artık sırada nihayet en yüksek dağın olduğu yer olan Jotunheim var. Ama öncesinde Atreus tanrı olduğunu öğrenip Thor’u ikinci oğlundan da mahrum bırakıyor. Ragnarök’te bu durum büyük bir sorun olacak. Biz devam edelim.

Dağın tepesinde Mimir in ikinci gözü ile portal açıp tam herşeyi nihayete erdirecekken bilin bakalım ne oluyor? Tabi ki Baldur geliyor ve “Problem Ltd.” Atreus, babasını vurup birkaç saniyeliğine kendisini felç ediyor. Bu da Baldur’a Atreus’u kaçırma imkanı veriyor.

Sonrasında Kratos’un, Atreus’u tekrar bulması, diyarlar arası hub’a getirmesi, ejderhalar ve gemiler oyunu yavaş yavaş climax’e taşıyor. Orada öğrendiğimiz gizemler de sırasıyla; bu diyarlar arası mekanın eski savaş tanrısı Tyr’e ait olduğu ve Freya’nın da Baldır’un annesi olması. Ragnarök’u başlatacak olaylar zincirinin ilk halkası olan Baldur’un ölümünü engellemek için Baldur’u yenilmez bir ölümsüz yapan Freya, sağ duyu ve sevgi ile yaptığı bu büyüsünün Baldur’u hiçbir şey hissedemez hale getirmesinden dolayı oğlunun tek hedefi olmayı da acıyla göze almış oluyor.

Baldur’u ölümsüz yapan Freya büyüsü yine ondan kaynağını alan bir ok ile son buluyor ve o okla vurulan Baldur ölümsüzlüğü yitiriyor. Freya her şeye rağmen oğlunu kurtarmak istese de, Baldur son hamlede onu boğmaya kalkınca, Kratos Baldur’u öldürerek annesini kurtarıyor. Annenin hayatının oğlunun ölümü ile mümkün olması elbette ki, büyük bir komplikasyona yol açıyor. Yine de bu hazin sahnenin sonunda ölmek üzere olan Baldur’un “Hissediyorum” repliği bir yerde Baldur için iyi hissetmemize yol açıyor.

Sonrasında Mimir’in onu anahtar olarak kullanıp bizi ulaştırdığı Jotunheim sadece oyunun perdesinin kapanması oluyor.

Şimdi, God of War Ragnarök‘a geçelim.

Oyunu, Atreus’un ergenlik yaşlarında başlıyor ve geçiyor. Hikayemizin başında Midgard donmuş ve diyarlar arası geçiş yeri çalışmaz hale gelmiş durumda. Bizimkiler de, bir kazakla Atreus’un evcilleştirdiği köpeklerle başlıyorlar hikayelerine. Yine de, ilk salvo önceki oyunda Baldur’u öldürdüğümüz için Freya’dan gelse de bir şekilde onu savuşturup eve ulaşmayı başarıorlar.

Loki olduğunu artık bilen Atreus daha ilk sahnelerde sevdiği köpeğin ölümü ve Ragnarök gelirken hiçbir şey yapmadan oturmanın verdiği sıkıntı ile ilk ergenlik arızlarını çıkartmaya başlıyor bile. Bununla da kalmıyor ortadan kalmıyor. Kısa süre içinde peşine düşen babası, Atreus ile arasında olduğu bir ayı ile dövüşüp onun Atreus olduğunu görünce şaşırıyor elbette. Ama kısa süre içinde olacakların yanında bu sadece bir girizgah olarak kalıyor. Çünkü huzurlu olmasa da huzurlu görünen o evin üzerine kelimenin tam anlamıyla yıldırım düşüyor, yani Thor.

Thır, Odin, Kratos ve Atreus arasındaki yaklaşık yirmi dakikalık olağanüstü cutscene akabinde Kratos ile Thor büyük bir kavgaya tutuşuyorlar. Ölen Kratos’un, rakibi tarafından elektroşokla hayata döndürüldüğü ve Kratos’un nefret ettiği eski karakterine dönüşerek Thor’u yaraladığı dövüş yarım ancak esaslı şekilde bitiyor. Dövüşün sonunda Atreus’a bırakılan bir davetiye, bir başka deyişle Loki’yi Asgard’a çağıran davetiye, karar anı olmasa da Kratos’u harekete geçiren hamle oluyor ve güvenli bir yer arayışıyla oğlunu da peşinden sürükleyerek evinden ayrılıyor.

İlk durak Sindri oluyor, burası ayrıca Atreus’un Loki olarak bir şeyler yapacağını açıkça ifade ettiği yer de oluyor. Sindri ve Brok’un yaptığı Portal ile Ragnarok’u durdurabilecek tek karakter Tyr’e ulaşsalar da, emekli olmuş ve Loki hakkında pek de bir şey bilmeyen Tyr çok da bir yardım gibi görünmüyor.

Zaten Tyr ile birleşmeye kesinlikle taviz vermeyen Odin’in de bize saldırması gecikmiyor. Biofrost askerleri üzerimize çullanıyorlar.

Neyse onlardan kurtulduktan sonra Atreus, Freya ile konuşuyor. Çok da iyi gitmeyen bu konuşma, rüya sekansları, kurtlar, yılanlar, ayılar ve kimlik arama ile geçen astral birçok olaydan sonra bir başka deyişle Atreus ruhen en hassas bir dönemde iken. İki gün ona ulaşamayan Kratos olaya tam bir eski jenerasyon baba gibi girip ergen oğlu ile çatışıyor. Kendi ölümünü de içeren bu kehanette korktuğu şey ise kendisi değil. Aslında Kratos oğlunun Odin’i tercih etmesi ve onun için çalışmasından korkuyor.

Bu da en korktuğu şeye sebep oluyor. Atreus, ayıya dönüşüp bir kez daha evden kaçıyor ve Odin’in kuzgunlarıyla Asgard’a gidiyor. Atreus’un sonsuz bilgi maskesini yapmaya çalıştığı bu yolculuğun ana bileşenleri, sarkastik Odin, torunu Heimdal ve Thor’un kızı Thrud. Thor ile karısını da unutmamız gerek….

Thor’un bir parçasını bulduğumuz maskenin diğer bir parçası için Fenrir’i serbest bıraksak ve bunun maskeyi bulmaya hiçbir yardımı olmasa da, Fenrir’i bıçağımızdaki ruh ile evcil hayvanımız yapıyoruz. Ve Fenrir gerçek bir fayda.

Kratos da aynı sıralarda Freyayı, Odin’in ona yaptığı bir büyüden kurtarıyor. Ve Frey ile tanışıyoruz; Freya’nın kardeşi…

Daha sonra Freya da bize katılınca geleceği gören Norn’lar Odin’in Atreus u evlatlık alıp bizi öldüreceğini söylüyor. -Biraz önceki kehanet- Ancak bu Kratos’u durdurmuyor. Çünkü kehanetin devamı Atreus’un Heimdall tarafından öldürüleceği… Zamana karşı yarış Frey’in Odin tarafından tutsak alınmasıyla yeni bir safhaya geçiyor.

Frey’i kurtarmaya giderken karşımıza çıkan Heimdall ile yaptığımız savaş kader iaçısından önem taşıyor. Aslında Heimdall’ın ölümü kesin olsa da, Kratos onu affediyor ancak Heimdall saldırısını tekrar başlatınca kader gelip geliyor.

Daha sonra Heimdall’ın borazanını alıp eve dönünce, Atreus maskeyi tamamlamak ve daha sonra da çalmak için Sindri’den bir ışınlama taşı alıyor. Thorla da maskenin son kısmını alıp kaçacakken, Thor: “Sen herşeyi yaptın!” diye saldırıya geçiyor. Atreus kaçmayı başarıp Tyr’in aslında maskeyle Asgarda gidebildiğini öğreniyor.

Atreus, Asgarda gidip gizlice sonsuz bilgiyi öğrenecekken şüphelenen Brok, Tyr’i durdurup onu sorguluyor. Sıkılan Tyr de onu öldürüp kimliğini açık ediyor: Odin.

Brok’un ölümü Sindri’yi bize küstürse de, aslında olan biten bunun artık çok ötesine geçiyor. Önce tüm bir takım birleşerek Odin’e karşı ayaklanılıyor. Aslında aynı zamanda olan şey Ragnarök’ün başlaması. Kazandıkları neredeyse kesin oldukları sırada sahneye giren Thor Kratos ile büyük bir savaşa tutuşuyor. Sonra birer ebeveyn olarak duruyorlar ve bu Thor’un, Odin’in eliyle sonunun gelmesine sebep oluyor. Freya’nın sahneye girip Odin’i derdest etmesi ve maskenin Loki tarafından yok edilmesi ile Ragnarök kaçınılmaz oluyor. Odin ve Asgard artık yok oluyor. Gerçek Tyr ise belki bir yan görevde…

Yazımızın son kısmı başlığın ifade ettiği roller coaster gibi geldi ise belki olan biteni kendiniz izlemek istersiniz diye düşünerek son cutscene’i ekledik. Keyifli bir yolculuk olmuş olması dileğiyle, hoşça kalın.

Yazıyı beğendiniz mi?

Ortalama puan 5 / 5. Oylama sayısı: 1

Bunu oylayan ilk kişi olun

RSS
Follow by Email
Twitter
Visit Us
Follow Me
YouTube
YouTube
Instagram

Cevap Yaz

Oturum aç:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir