Gece ilerledi. Rams bulunduğu yerden Araf’ın uğursuz yaratıklarını ve bu dünyanın ruhu kararmış insanlarını izledi. Telaşlanmaya başlamıştı. Agrap’ın söylediklerini düşündü. Pek çok şey ona bağlıydı; ama ne esrarengiz sözde İki Dünya’nın Efendisi’nden ne de olmasını beklediği bir ayin ya da seremoniden iz vardı. Rams ne yapabileceğini düşünürken onu gördü. Oradaydı. Topallayarak yürüyordu. İğrenç burnu yamulmuş bir halde kalabalığın arasında ilerliyordu. Rams hemen merdivenlere yöneldi. Kontun bebeğini kaybettiği akşam terk edilmiş […]
Devamını Oku »