Kurgusal dünyaların atmosferlerini gerçekmişçesine ruhlarımıza kazıyan kompozitörler başlığı altında incelediğimiz ustalara bugün, özellikle Luc Besson ile çıkardığı işlerle dikkatleri çekmiş bir başkasını ekliyoruz; Eric Serra. 1959 doğumlu Fransız kompozitör özellikle ortam seslerini birer enstrüman olarak kullanma tutkusuyla benzerlerinden ayrılsa da gönül bağlarını titreten melodiler üretmekten de geri kalmamıştı.
Şimdi isterseniz Serra’nın mesleki anlamdaki altın çağını sembolize eden ve otantik denemelerin kaynağı 90’lı yılların ilk yarısına dönüş yapalım ve ustanın dört kült film için bestelediği beş temayla kendimizi bambaşka dünyalara atalım… Bir başka dosyada görüşünceye dek, esen kalın.
İlk temamız 1990 tarihli iç gıcıklayıcı bir polisiye gerilim olan “La Femme Nikita / Nikita”dan geliyor: “The Free Side / Özgür Yan”. Sanatçının daha sonraki eserlerinde de etkisini gösterecek bu güzel fusion jazz eserine bir göz atmadan geçmeyin deriz…
İkinci temamız ise 1994 yapımı bir başka duygusal Luc Besson filminden geliyor “Leon: The Professional / Leon”. Duygusal anlamda kült olan bu filmin müziği deyince herkes gibi bizim de aklımıza Sting’in seslendirdiği “Shape Of My Heart” gelse de, filmin son derece gergin atmosferini mükemmelen yansıtan Eric Serra temalarının hakkını vermek adına sizlerle kendisinin “The Noon / Öğlen” eserini paylaşıyoruz.
Üçüncü eserimiz, Eric Serra’nın o güne kadar ektiklerini biçmesi anlamına gelen bir albümden geliyor, 1995 yapımı James Bond filmi “Golden Eye / Altın Göz”ün soundtrack albümünden bahsediyoruz. Klasik 007 melodisini okyanus tabanında bir denizaltıdaymışsınız gibi -sanatçının çok sevdiği ortam sesleri ile..- dinlemeye davet ediyoruz sizleri…
Ve geldik seçkimizin son filmine ama son temasına değil!.. Şimdi de 1997’ye gidiyoruz, The Fifth Element/5. Element olan Leeloo’nun labaratuvardan kaçış sahnesine… “Damsel in distress” konseptinin nadide örneklerinden olan bu sahnenin sonu her ne kadar Bruce Willis’in taksisinde bitse de, akıllarda yer eden bu melodinin gücü çeyrek asır sonra bir internet sitesinde karşınıza çıkacak derecede yüksekti. 90’lı yıllara elveda diyen bu temanın adı; ”Five Millenia Later / Beş Bin Yıl Sonra”. Leeloo’nun labaratuvardan kaçışı gibi, umarım biz de sizleri birkaç dakikalığına hayattan kaçırmayı başarırız.
Vedamızı ise biraz hareketli ve kısa bir tema ile yapalım dilerseniz; aynı filmde Leeloo’nun mükemmelliğinin çatışma unsurunun anlatıldığı sahnenin soundtrack’i The Diva Dance/Diva’nın Dansı ile… Tekrar esen kalın.
İlginizi Çekebilir
Çağdaş Kompozitörler Serisi-4: Vizyoner Yapım...
Sebt Günü Batıya Doğru Yola Çıkanlara – Bir Y...
Duygular ve Gelecekle İlgili Tadımlık Bir Din...
Retro'nun Ayak Sesleri - 10 Yıl Önce 10 Yıl S...
İnsanımıza Soundtrack’i Sevdiren Albüm: Mohik...
Civilization V'den Etnik Müzikler Bazında Nos...
Merhaba, ben Murat B.Sarı. Eğer sitemizi ilk döneminde takip ettiyseniz beni “Yarıaydın” olarak hatırlayabilirsiniz. Aslında bu rumuz hakkımda oldukça açıklayıcı denilebilir. Yani şu evrendeki bilginin ne kadarına hakim olabilir ki insan? Günümüz dünyasında “T” insan olmak makbul ve ben uzmanlığımın sanata dair herşey hakkında olmasını yeğliyorum. Umarım bunu birlikte başarırız. Yeni maceralarda görüşmek dileğiyle…