Kısa Öykü: Ateşi Aramak

Bunu Paylaşın

İlk ne zaman başladı bu kabuslar, inanın bilmiyorum doktor hanım. Bir gece uyudum, beklenmedik bir şekilde bu kabuslardan ilkini gördüm ve her şey o andan itibaren aşağıya inmeye başladı. Sanırım o kadar uzun süredir görüyorum ki bu kabusları, uykum artık bölünmüyor bile. Sadece her uyandığımda, bütün gün o kabusun bana gösterdiği gibi görüyorum dünyayı.

Nasıl mı anlıyorum doktor hanım? Basit, hiçbir günüm aynı görünmüyor gözüme. Evimdeki eşyalar, aynadaki görüntüm, ağaçlar, kuşlar, insanlar, hiçbiri bir önceki günümle aynı görünmüyor gözüme. Bunu düşündüğümde, gördüklerimin kabuslarımda gördüklerime inanılmaz derecede benzer olduğunu fark ettim. Mesela dün gece bütün dünyanın yarasalaştığını gördüm. Her şey ama her şey yarasalara benziyordu. Şimdi size baktığımda, devasa bir yarasa görüyorum doktor hanım. Tepesindeki kıllarda kırmızılıklar olan bir meyve yarasasısınız gözümde.

Güzel soru doktor hanım, cevaplayayım. Hayır, görme dışındaki duyularımda herhangi bir etkisi yok kabuslarımın, yani diğer duyularım gayet normal ve yerinde ilerliyor. Çiçeklerin kokusu, herkese geldiği gibi geliyor bana, kuşların sesini hepinizle aynı duyuyorum. Dana etinin tadı bana da size geldiği gibi geliyor. Eğer bunlar olmasa, uyanık olduğuma dahi emin olamazdım. Sırf gerçek dünyada olduğumu anlamak için, kabuslarımda olmayan şeyleri duyu organlarımla algılamaya çalışıyorum. İki gece önce bütün suların buhar olduğunu görmüştüm kabusumda, uyandığım gibi kafamı musluğun altına sokup yıkadım. Ya da bu gece yarasalarla dolu bir dünya görmüştüm ya, farklı sesler duyduğum için gerçeklikte olduğuma eminim doktor hanım.

Açıkçası, bununla ilgili herhangi bir teşhis koyamadılar bana, ne gözlerimde, ne de beynimde bir problem vardı yani, böyle bir şeyin olmaması lazımdı. Belki sizin bir açıklamanız vardır, ne dersiniz? Yok mu? Peki. Size de iyi geceler doktor hanım, yarın görüşürüz.

Günaydın doktor hanım, bugün bu nazik beyefendi de bizimle olacak, zira dün kabus olarak karanlık gördüm. Büyük bir karanlık içindeydim ve bir ses bana “Ateşi bul.” diye fısıldıyordu. Bunun yüzünden mecburen bu beyefendi bana refakatçilik ediyor, zira her yer karanlık. Neyse, bugün ne konuşuyoruz?

Bir dakika doktor hanım, siz de o sesi duydunuz mu?

“Ateşi buldun, evlat.”

Bu ses… Kabuslarımdakiyle aynı ses işte! Duymuyor musunuz?

“Ateşi al, tam karşında! Kalpte gizlidir ateş.”

Hiçbiriniz mi duymuyorsunuz? Bir ben mi-

“Evet, bir sen duyuyorsun. Şimdi gözlerini açacağım ve dünyayı gerçekten göstereceğim sana.”

Durun, ahh! Gözlerim açıldı, tekrardan görebiliyorum! Burası, böyle mi görünüyormuş, vay be! Ne kadar sade, bembeyaz bir oda! Doktor hanım, sanırım şimdilik iyileştim, ne kadar sürer bilemiyorum ama. Bu yüzden gözlerim açıkken size bir şey demek ister-

Ne olu-

Merhaba doktor hanım, en sonunda karşınızdayım! Eğer vaktiniz varsa size bütün hikayeyi anlatayım. Buyurun, oturun.

Bu bedenin asıl sahibi olan ruh benim, ancak çocukken içime giren davetsiz bir iblis, yıllardır benim taklidimi yaparak herkesi kandırdı, sizi bile. Yıllardır çıkış fırsatı arıyordum, aradığım fırsatı bugün buldum. Yıllardır, iblisi zayıflatmak için her gece kabuslar yolluyorum bedenime, her gün o kabusları yansıtıyorum ona gün boyu. Yıllarca beni bir cani, bir katil etti bu pislik, burada, bu tımarhanede olmamın ve üzerime giydirilen hükmün de sebebi odur. En sonunda, mücadeleyle geçen otuz dokuz yılın sonunda, onu alt etmeyi başardım! En sonunda, onu gerçekten bu bedene ait olduğuna inandırarak yenmeyi ve öldürmeyi başardım!

Sakın bana dokunmayın, ikiniz de! Bırakın da kendi bedenimde, özgür olarak geçireyim son saniyelerimi. Hem ne olacak, bir suçlu daha eksilmiş olur bakacaklarınızdan! Hoşçakalın, bu kadar kısa bir tecrübe de olsa hayat muhteşemdi.

Doktor Queen, bugün başına gelen olayın etkisindeydi hala. Ne olduğunu anlayamamıştı ve olanların tamamen kontrolü dışında olduğunun da farkındaydı. Olayı anlatıp, ses kayıtlarını dinletmiş olmasına ve odanın her tarafında kamera sistemleri olmasına rağmen kimseyi buna kolay kolay inandıramadı.

Olayın iki gün sonrasında, başka bir cinayet hükümlüsünün de aynı şekilde, göğüs kafesini elleriyle açıp kalbini çıkararak kendini öldürdüğünü okuyunca, bunun yaygınlığının ne kadar olduğunu merak etti ve araştırmaya başladı. İnternette, özellikle son beş yıl içerisinde böylesi hikayeler fazlasıyla yaygınlaşmıştı, ancak pek çoğu ucuz korku hikayelerinden fazlası değildi. En eskisinin ne zaman olduğuna baktığında, ta kırk yıl öncesinden bir gazete haberi buldu.

Haberi okudukça, daha da şaşırdı. Çünkü haberde kendi kalbini çıkararak kendini öldürenler, onun doğumundan iki gün sonra ölen anne ve babasıydı. Okuduğu haberin şaşkınlığını atamamışken, kafasından bir ses duymaya başladı: “Ateşi buldun, doktor, ben de seni buldum sonunda.”

Doktor Queen, “Sen de kimsin?” diye sordu.

“Az sonra öleceksin, ancak yine de meraklısın. Eh, anlatayım bari.

Bizler, içinizde kötülük olarak adlandırdığınız şeyiz. İçinizde yanan ve asla söndüremediğiniz ateşin ta kendisiyiz. Bizler, sizin anlatımınızla iblisleriz.

Ben ve türdeşlerim olan iblisler, bu dünyanın gerçek sahipleridir. Siz insanlar, buraya gökten indirildiniz ve bize ağır soykırımlar uyguladınız. Biz de bunun cezası olarak, hafızalarınızı silip, medeniyetinizi başlamadan bitirdik. Her nasılsa, siz yine de medeniyetinizi sıfırdan inşa etmeye başladınız, biz de aynısı yaşanmasın diye sizi hep engelledik. Dinlerinize, korkularınıza, kültürünüze, yani ruhlarınıza sızdık ve güçlenmeyi bekledik. Şimdi yeterince güçlüyüz ve dünyayı sizden geri alıyoruz. Hoşça kal doktor.”

Doktor Queen, bedeninin kontrolünü kaybettiğini hissetti.Elleri, onun kontrolü dışında hareket etmeye ve pençelere dönüşmeye başladılar. Onun yardım isteyen çığlıkları arasında, elleri göğüs kafesinden içeri girdi ve onu iki tarafa atıp, kalbini sıkmaya başladı. Bu andan sonra, artık geri dönemeyeceğinin farkındaydı.

Yazıyı beğendiniz mi?

Ortalama puan 3.7 / 5. Oylama sayısı: 3

Bunu oylayan ilk kişi olun

RSS
Follow by Email
Twitter
Visit Us
Follow Me
YouTube
YouTube
Instagram

Cevap Yaz

Oturum aç:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir