Alınan Dersler ve Vaad Edilen Bir Hype – Güç Yüzükleri 2.Sezon Başladı

Bunu Paylaşın

İlk sezonundan iki yıl sonra, 29 Ağustos 2024 tarihinde yayınlanan üç bölümü ile geri dönen Amazon Prime dizisi The Lord of The Rings: The Rings Of Power‘ın incelemesine geçmeden önce geleneksel spoiler/sürprizbozan uyarımızı yapalım ve fragmanı izleyelim.

Hemen başlığımızın konusu ile konuya geçelim çünkü fragmanın işaret ettiği şey de tam olarak bu başlık; “Dersimizi aldık ve senaryonun girişinde sizleri memnun etmeyen şeyler var idiyse bilin ki gelişme, kreşendo ve climax için size, sizi çok memnun edecek bir şeyler hazırladık.” Bu o kadar öyle ki, dizi paketi sürekli olarak farklı farklı klip, röportaj ve fragmanlarla ilgiyi ayakta tutmakla kalmıyor her bölümü de bir sonraki bölümde ne olacağını merak ettirir şekilde bitiriyor.

Unutulmaması gereken nokta şu ki, özellikle Star Wars/Yıldız Savaşları ve LOTR/Yüzüklerin Efendisi gibi tarihçesi/lore’u geniş kitlelerce takip edilen ama nispeten küçük ve etkili bir fan grubunun sadakatine de sahip olan materyallerde tam bir tatmin söz konusu olamıyor. Daha özetle, tam sadakat geniş kitlelerin ilgisini çekmezken, türev çözümler fanlar tarafından özellikle sosyal medyada yerden yere vuruluyor.

Evet, Tom Bombadil, entler, troller, Balrog, Celebrimbor ile Sauron ve Eregion saldırısına dair sürekli tekrarlanan kliplerle ilgiyi üzerinde tutan yapım dersini gerçekten de çalışmış görünüyor. Bu fragmanların bir başka amacı da materyalden farklı düzeylerde hoşlanan izleyicilerin tarihçeyi/lore’u görsel olarak karşılarında göreceklerinin taahhüt edilmesi oluyor. Ve elbette ki eleştirileri ertelemek için de önemli bir yol bu.

J.R.R.Tolkien‘in evrenine bir fan olarak değilse de Silmarillion dahil yedi kitap okumuş bir izleyici olarak dizide hem övebileceğim, hem yerebileceğim ve hem de uyarılarda bulunabileceğim bazı hususlar var. Ancak hem fan/kitleler farkı hem de Woke Culture ile Tolkien‘in kendi mantaletisine dair öyle giriftlikler var ki, aslında yapımcıların bu konuda yapabilecekleri pek de bir şey yok.

Dizide dikkati çeken ilk nokta, ilk sezonda da olayların akışında pivotal bir rol oynayan Adar ve onun orklarının yuva arayışı ile resmedilen orkların durumu oluyor. Kendilerine bir ev isteyen orkların Mordor’u kuruşu ile biten ilk sezon, Sauron’un orklarla ilişkisini görselleştiren bir açılışla ilk konu olarak boy gösteriyor.

Adar; orkların “babasının” çocuklarını özgür kılma çabası yapıma gerçeklik boyutu katıyor.

Bu konu şu an kadar bahsettiğimiz giriftliğin alamet-i farikası dersek de yanlış olmaz. Tolkien evreninde orklar yumurtadan çıkarlar ve net kötüdürler. Ama aynı zamanda onlar kara büyü ve işkencelerle bu hale getirilmiş kadim elflerdir ve aslında sahiplerinden nefret ederler. Şimdi kendine yuva arayan, çok kötü ve acımasız ama kendi içinde bir amacı olan ork konsepti Tolkien’in siyah beyaz evrenine grilik katmak için gayet başarılı ve zamanın ruhuna uygun bir çözüm. Ama işte yumurtadan çıkan orkları, kucağında çocuğu ile korku içindeki bir ork dişisini öpen savaşçı bir orkla resmetmek diziyi grilikten woke culture’a geçiren bir öğe oluyor. Bu bir suç mu? Değil. Ama bu gereksiz bir şimşek çekme ve eleştiri kaynağına bile bile konu olmak demek.

Diğer taraftan kaçınılmaz şekilde fanlara da hitap eden özellikle Elf diyarlarında, askerlerinde ve Numenor’daki kıyafet tekliği kusursuzluğu ise karikatür kalıyor. Hatta Pharazon’un şahsında cisimleşen Numenor adasındaki gerçekçilik bile bu kadar kusursuz bir kostüm ve CGI dünyasında ortamı grileştirmek için aşırı bir siyahlık olarak yani yapay kalıyor. Bununla birlikte iki izleyici grubunun arasında kalmış yapımın bu konuda yapabileceği pek de bir şey yok.

Daha da kötüsü veya yapımın bir başka şanssızlığı da şu ki; aslında neredeyse sıfırdan yeni bir evren kuran Tolkien’in de bu konuda verdiği detaylar çok sınırlı. Yazılı eserlerde de bir tarafta elf kadar zarif ve seçkin bir Numenor söz konusu iken diğer tarafta Valar’a fiziki savaş açan bir Numenor görüyoruz. Konuya hakim olmayanlar için gerçek dünyaya tercüme etmemiz gerekirse şeytanın kandırması ile Cebrail veya Mikail’e kılıçla saldıran insanlardan bahsediyoruz.

Yapımın, özellikle kitlelerin materyalle tanıştığı veya kavuştuğu eser olan The Lord Of The Rings / Yüzüklerin Efendisi sinematik üçlemesine yaptığı göndermeler de son derece keyifli. Müziklerden, Aragorn’a benzeyen Hallbrand/Sauron’a, Numenor’un saray katının Gondor’un saray katının öncülü ve aynısı olmasına ve Khazad Dum’un köprülerle dolu olağanüstü yapısına kadar gerçekten izleyicinin damağında güzel bir tat kalıyor.

Yine Saruman sandığımız Istar ve doğulu avcılar ile orkların sancaklarında görünen temsillere, cücelerin sembol ve şehir dizaynlarına kadar farklı yüksek fantazi eserlerine göz kırpan öğeler de yapımı masaldan bir epik hikayeye çeviriyor.

Robert Aramayo’nun Elrond’u, ikinci sezonda zarafeti, aklı, asaleti ve gücüyle tam bir elf temsili olmakla kalmıyor, oyunculuğu ile kayda değer yegane aktör olarak da sivriliyor.

Dizinin makyaj, kostüm ve efektleri elbette ki birinci sınıf, bununla birlikte biraz da streaming materyaller olarak fazla mükemmellikleri ile özellikle sinema izleyicisini gerçeklikten biraz koparıyorlar. Ancak bu neredeyse tüm streaming yapımlar için geçerli bir konu başlığı ve bir eleştiri olarak sadece bu yapıma mal etmek doğru olmaz.

Dizinin temposundan bahsedersek, ilk iki bölümdeki temponun üçüncü bölümde biraz düştüğünü belirtmemiz gerekiyor. Ancak aynı bölümün Elendil, Isildur ve Earien arasındaki ilişki vasıtasıyla yapıma aile boyutunu da başarılı bir drama ile kattığını da unutmamamız gerekiyor.

Elendil ve Kraliçe Miriel ile Galadriel ve Sauron arasındaki hissettirilen aşk ile özellikle Elendil’in çocukları ile Elrond’un bu süreçlere nasıl karışacağı yoluyla da romantizmi içinde yavaş yavaş çevirmeye başlayan ilişki motorunu da dikkate aldığımızda, birkaç düzeyde ve farklı başlıklarda açılan düğümlerin çözülmesi ile yapım kendi öz karakterini bile bulabilir diye ümitlenmekten kendimizi alamıyoruz. Daha doğrusu bu satırların yazarının tek ümidi bu.

Gönül ferman dinlemiyor; abisinin intikamı kadar aşkı da gerçek olan Galadriel’in işi gerçekten çok zor.

O zaman izlemeye devam… Çünkü Güç Yüzükleri / The Rings Of Power en azından kendi planlamasında büyük bir final hazırlıyor gibi. Üstelik öncüllerinin neredeyse hiç ceremesini çekmediği bir sosyal medya ve linç çağında!..

Yazıyı beğendiniz mi?

Ortalama puan 5 / 5. Oylama sayısı: 1

Bunu oylayan ilk kişi olun

RSS
Follow by Email
Twitter
Visit Us
Follow Me
YouTube
YouTube
Instagram

Cevap Yaz

Oturum aç:

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir