Paha biçilmez bir kurgusal malzeme olan SW evrenini mahvetmek için ellerinden geleni artlarına koymayan pek değerli WD yöneticileri, bozuk saatin günde iki kez doğruyu göstermesi gibi birinci sezonu çok olumlu eleştiriler alan Andor dizisinin 2.sezonunu çekerek bozuk saat misyonlarını tamamlamış oldular.
Neden tamamladılar; çünkü dizinin yapımcısı Tony Gilroy dizinin ilk başta 5 sezon olarak planlandığını ve sonra hikâyenin genişlemesinden dolayı bunun yerine 3 sezonda bırakma kararı aldıklarını duyurdu.
Bu noktada akla şu soru geliyor; SW evreni içinde yüzlerine gözlerine bulaştırdıkları tek sezonda kalan pek çok diziye finansman sağlayacaklarına, ayakları yere basan ve sadık, zor beğenen SW hayranları tarafından onaylanmış bu diziye kaynak ayırsalardı nasıl olurdu?
İkinci sezonun ‘Rotten Tomatoes’ beğenilme oranı %97 ki bu sitedeki her bir kritik acımasız ve ukaladır. 10 üzerinden 8.95 gibi yüksek bir rating alan Andor, izleyiciye çok net bir şey vadediyor. Asi olmayı!
İmparatorluğun baskıcı politikası, entrikaları ve hedefe ulaşmak için her yol mübahtır yaklaşımı, başta Andor, Senatör Mon Mothma ve diziye farklı bir derinlik katan başarılı aktör Stellan Skarsgård’ın hayat verdiği Luthen Rael nam-ı diğer Axis’in karşılaştıkları zorluklar üzerinden çok dozunda ve gerçekçi bir anlatımla seyirciye yansıtılıyor.
Kendi küçük dünyalarında, Güneş Sistemleri’ni yöneten baskıcı bir güce karşı gelmek için ne gerekiyorsa yapmaya kararlı olan Direniş’in şekillenmesi, yaşadıkları ikilemler ve hayatta kalmak için feda etmek zorunda kaldıkları şeylere dizinin ikinci sezonunda daha da yakından tanık oluyoruz.
Bilim-Kurgu filmlerinin temel unsurları olan; gelişmiş teknoloji, yabancı gezegenler ve aksiyon öğeleri, yapımcı Tony Gilroy ve ikinci sezonda beraber çalıştığı yönetmenler tarafından, yeni sezonda yer verilen karakterlerin iç dünyaları, olayların akışı ve karakterlerin yaşadıkları dönüşümler ile çok başarılı bir şekilde harmanlanıyorlar.
Syril ve Dedra’nın derinleşen ilişkileri, içinde bulundukları baskıcı ortamın etkileriyle birlikte çok başarılı bir anlatımla yansıtılıyor. Kariyerini kaybeden ve haklı olduğunu bilen bir adamla, erkek hâkim bir hiyerarşide farklı ve işe yaradığını göstermeye çalışan hırslı bir strateji uzmanı kadının kapalı kapılar ardında birbirlerine göstermeye çalıştıkları tutku, şefkat ve özen çok dozunda aktarılmış.
Andor’un sıradan bir adamken; işini bilen, zeki bir casusa dönüşme yolculuğu, Mon Mothma’ya Coruscant’tan kaçışı sırasında gösterdiği başarı ile zirveye çıkıyor. O artık Direniş ‘in vazgeçilmez bir unsuru…
Rogue One’ı hatırlayacak olursak; Andor’un ilk göründüğü sahnede, tereddüt etmeyen ve gelişmiş karar verme motoru olan soğukkanlı birisi olduğunu Gilroy seyirciye vermek istemişti. Filmin baş karakteri Jyn Erso’nun yanında hafif kalmayacak bir karakterle tanışmıştık.
Filmin yapımının tam merkezinde olan Tony Gilroy ’un karakteri tanıması ve olgunlaştığı bu iki sezonda her bir bölümle üzerine bir şeyler koymasına tanık olmak gerçekten keyif verici.
Şu ana kadar tüm okuduklarınızın özeti aslında yeşil ekran olmadan da görselliğin sadece bir destek unsuru olduğu ve karakterlerin her birinin göz alıcı bir performans sergiledikleri bir casusluk-politik drama seyrettiğimiz gerçeğidir.
On iki bölümden oluşan ikinci sezonun ilk 8 bölümü olayların zembereğinden boşaldığı son 4 bölüm için çok başarılı bir zemin hazırlıyor. İmparatorluğun hazırladığı sinsi planı ve bunun merkezinde olan Ghorman gezegeninin olacaklardan bihaber halkının her geçen bölümde biraz daha daralan İmparatorluk çemberi içindeki umutsuz mücadelesi ve Direniş’in yardım çabası, yazımın başında belirttiğim gibi izleyiciyi Direniş’e katılmaya itiyor
Tüm bu olan bitenin arkasında ise çok daha büyük ve korkutucu bir şey var… Rogue One ve ötesinde, SW ’nin ilk üçlemesine kadar uzanan yolu olabildiğince ince ve özenle birbirine bağlayan yazar ekibini kutlamak gerekiyor. Çaresizlik ve baskının beraberinde gelen başkaldırıyı ve kısıtlı kaynaklarla dev bir güçle savaşmanın zorlukları her geçen bölümde izleyiciyi de kıskacına alırken Senatör Mon Mothma’nın 9.bölümde Senato’da yaptığı konuşma ve devamında olanlar gerçekten barajın arkasında biriken ve son damlayı bekleyen sel gibi izleyicileri bir heyecan girdabına alarak bir nefeste sezon finaline sürüklüyor.
Serinin son bölümlerinde Luther’e ulaşan bir istihbarat, Direniş‘in üst düzeyini ikilemde bırakırken Andor kendisine bir amaç sunan adama vefa borcunu ödemek için emirlere karşı gelmeyi göze alarak karakter gösteriyor.
Altı bölümün senaristliğini Tony-Dan Gilroy kardeşlerin yaptığı dizi gerçekçi anlatımı, olağanüstü kurgusu ve akıcılığıyla SW evreninde ve hayranların gönlünde kendisine kocaman bir yer edindi. Şu ana kadar 7 ödül kazanan 2.sezon, daha fazlasını da kazanmak için pek çok dalda farklı ödüle aday olarak gösterilmiş durumda. IGN select tarafından yılın TV serisi ödülünü alan diziyi öncesinde Rogue One ile ya da sonrasında Rogue One ile seyretmenizi tavsiye ederim.
Şimdiden iyi seyirler…
İlginizi Çekebilir
İki Dizi-1: Raised By Wolves - Ridley Scott'u...
Kaliteli, İddialı Ve İşi Çok Zor Bir Yapım: E...
2021’e Veda 4 ve Final – Netflix'in Başat Fan...

Tüm kurgu severleri saygıyla selamlıyorum. Ben Volkan Gün. Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 1 asır önce mezun oldum. Sonsuzluk kadar uzun süre bankacılık yaptım. Yapmaktan zevk aldığım pek çok hobim oldu; ama bilim kurgu ve fantastik okumak yazmak ve izlemekten asla sıkılmadım. Bir insanın hayal gücünün milyonları peşinden sürükleyebildiğini defalarca görmüş birisi olarak en çok istediğim şey sizlerle ortaya koyduklarımız hakkında konuşabilmek, sizlere ulaşabilmek.


