‘Evet,’ dedi Tregea’lı çoban birden ciddileşerek;
‘Söylediklerin bu gürültülü gün boyunca duyduğumu en akıllıca iç görü olabilir. Ama lütfen bana söyle,’ diyerek devam etti yüzü zevkten al olmuş Adreano’ya ‘Eğer Alberico’nun yaptığı sana ve senin kadar hızlı olmasa da hiç şüphesiz diğerlerine de, buraları fethetmek için yelken açmasından, Brandin’in Chiara’yı ve batıdaki bölgeleri almasından önceki zamanları çağrıştırdıysa, acaba…’
Sesi alçaktı, odanın gürültüsünde sadece Adreano’nun kulaklarının duyacağı kadar alçaktı.
‘Günün sonunda bu oyunda yenilmiş olabilir mi? Ölü bir adam tarafından…’
***
Etraflarındaki adamlar, hatırı sayılır büyüklükteki olaylar bu kadar çabuk gelişirken dışarıda olabilmek için gürültülü bir aceleyle kalkıp, hesaplarını kapatıyorlardı. Doğu kapısı, Sandreni’nin on sekiz yıl sonra ölü lortlarını yuvaya getirmelerini görmek için herkesin gittiği yerdi. Çeyrek saat önce, Adreano’da ayaklanmış, diğerleriyle birlikte üçlü pelerinini sallayarak vaktinde kapıya varıp, güzel bir seyir noktası kapabilmek için yarışıyor olabilirdi. Şimdi değil. Beyni, Tregean’ın sesini bu yeni patikada takip etmek için harekete geçmişti ve idrak karanlıktaki bir mum ışığı gibi içini aydınlattı.
‘Görüyorsun değil mi?’ dedi yeni ahbabı ifadesizce. Odacıkta yalnızdılar. Nerone kapılara hücum sırasında khav’dan geriye kalan ne varsa hızlıca tüketecek kadar takılmış, sonrasında sonbahar güneşi ve rüzgârına doğru diğerlerini takip ederek dışarı çıkmıştı.
‘Anladığımı düşünüyorum’ dedi Adreano, kafasında çözümleyerek.
‘ Sandre kaybederek kazanır. Hiç umursamadığı bir savaşı kaybederek.’
Diyerek düzeltti diğeri, gözlerinde zekâ parıltısıyla. ‘Sanırım ruhban sınıfı onun hiç umurunda değildi. Onlar düşmanı değildiler.’
Alberico her ne kadar mahir olsa da, bu bölgeyi ve Tregea’yı ve Ferraut’u ve Certando’yu ordusu ve büyücülüğü sayesinde kazandı ve Doğu Eli’ni onlar sayesinde tutuyor.
Sandre d‟Astibar bu şehri ve bölgesini yirmi beş yıl boyunca yarım düzine isyan ve duyduğum suikast girişimlerinin arasında yönetti. Bunu, bazen sadık olan bir avuç askerle, ailesiyle ve o zamanlar bile efsanevi olan kurnazlığıyla yaptı. Son gecesinde sırf Alberico’yu kışkırtmak için, ölüm odasına rahip ve rahibeleri almayarak bu andaki itibar kurtaran durumu hazırladığına dair söylentilere ne dersin?
Adreana buna ne söyleyeceğini bilemiyordu. Bildiği şey; elinde bir kılıç mı olsa yoksa içinde yuvarlanmaya başlayan kelimeleri bir kâğıda aktaracağı mürekkep ve okka mı olsa tereddütte bırakan bir haz, bir heyecan hissettiğiydi.
‘Ne olacağını düşünüyorsun?’ diye sordu, arkadaşlarını şaşırtabilecek bir saygı ile.
Diğeri samimiyetle ‘ Emin değilim’ dedi. ‘ Ama içimde bu yılki Şarapların Festivali’nin hiç ummadığımız bir şeylerin başlangıcı olabileceğine dair büyüyen bir şüphe var.’
Bir an, bir şeyler daha söyleyecekmiş gibi durdu ama söylemedi.
Bunu yerine kalktı ve içtiği khav’ın karşılığı olan birkaç bozukluğu şıngırdatarak masanın üzerine bıraktı. ‘ Gitmem gerek. Prova zamanı. Daha önce hiç beraber çalmadığım bir grupla beraberim. Geçen yılki salgın gezici müzisyenlerde kayıplara neden oldu, keçilerden kurtulabilmemin sebebi de bu yüzdendir.
Sırıttı ve sonra duvarda asılı bahis tahtasına baktı. ‘Arkadaşlarına, Chiara’nın şiirsel taziyeleri hakkındaki konuyu sonuca bağlamak için bundan 3 gün sonra günbatımımdan önce burada olacağımı söyle. Şimdilik hoşça kal.’
Adreano kendiliğinden ‘Hoşça kal’ dedi ve adamın neredeyse boşalmış odadan çıkışını izledi.
Odanın sahibi ve karısı etraftaki kupa ve bardakları topluyorlar, masaları ve oturakları siliyorlardı. Adreano son bir içki istediğini belirtti. Bir süre sonra, khavını yudumlarken, kafasını boşaltmak için rahatlamış bir halde, müzisyene ismini sormayı unuttuğunu fark etti.
İlginizi Çekebilir
Fantastik Edebiyatta Kısa Bir Yolculuk: Üç Ki...
Çocukluktan Yetişkinliğe Fantastik Bir Klasik...
Başat Bir Fantastik Eser Ve Onun İlk Tercüme ...
S.Volkan Gün'ün Çevirisiyle R.A.Salvatore'nin...
The Witcher 2.Sezon Başlarken Serinin Son Ki...
Gökbilimciler Yeni Bir Yıldız Patlaması Türü ...
Tüm kurgu severleri saygıyla selamlıyorum. Ben Volkan Gün. Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 1 asır önce mezun oldum. Sonsuzluk kadar uzun süre bankacılık yaptım. Yapmaktan zevk aldığım pek çok hobim oldu; ama bilim kurgu ve fantastik okumak yazmak ve izlemekten asla sıkılmadım. Bir insanın hayal gücünün milyonları peşinden sürükleyebildiğini defalarca görmüş birisi olarak en çok istediğim şey sizlerle ortaya koyduklarımız hakkında konuşabilmek, sizlere ulaşabilmek.