Bölüm 2
Devin kötü bir gün geçiriyordu.
19 yaşında, boyunun kısalığı ve beraberinde Triad’ın ona verdiği açık tenli, tüysüz çocuksu yüzü ile neredeyse tamamen barışmıştı. Yapısından biraz daha yükseklik çıkartmak çabasıyla, evi olan Asoli’deki çiftliğin yakınlarında bulunan ormanda, ayaklarından ağaçlara asılma huyu uzun süredir devam ediyordu.
Hafızasının keskinliği kendisi için hep bir gurur ve eğlence kaynağı olmuştu ama beraberinde gelen bazı hatıralar hariç. İkizlerin bir çift tavşanla avdan dönerken onu ağaçtan baş aşağı sallandığı akşamüstüne unutmayı çok isterdi.
Altı yıl sonra, normal şartlarda güvenilir derecede salak olan kardeşlerinin ne yapmaya çalıştığını anında anlamaları hala onu kızdırıyordu.
‘Sana yardım edeceğiz ufaklık!’ Povar coşkuyla bağırmış ve Devin kendisini düzeltip kaçana kadar Nico kollarını Povar bacaklarını tutmuş ve iri kıyım ikiz kardeşleri onu aralarında çekiştirip bir taraftan da dalga geçiyorlardı. Diğer şeylerin yanında Devin’in yaşından büyük edepsiz kelime dağarcığının genişliğiyle eğleniyorlardı.
Aslında bu kendisini uzatmaya son kez uzatmaya çalışması olmuştu. Aynı gece geç saatlerde horlayan ikizlerin yatak odasına süzüldü ve dikkatlice her birinin üzerine bir kova dolusu domuz pisliği döktü. İkizlerin kükremeleri başlamadan hemen önce, dağının üzerindeki Adaon kadar hızlı avluyu geçip, çiftlik kapısının üzerinden atlayarak kaçmıştı.
İki gece dışarıda kaldı ve sonra babasının dayağına geri döndü. Çarşafları kendisinin yıkayacağını sanıyordu ama Povar o işi görmüştü ve ikizlerin her biri, umarsızlık derecesinde iyi niyetli, olayı unutmuşlardı bile. Names’li Eanna’nın ki gibi bir hatıra ile kutsanmış ya da lanetlenmiş Devin asla unutmazdı. İkizler, kendilerine kin tutulması zor, neredeyse imkânsız tiplerdi. Ama bu durum ovalık bölgedeki çiftlikteki yalnızlığını azaltmak için hiçbir işe yaramıyordu. O olaydan çok ta uzun olmayan bir süre sonra Devin evini terk ederek her iki, üç baharda bir kuzey Asoli’yi kumpanyası ile turlayan Menico di Ferraut’a şarkıcı olarak çırak oldu.
Devin o zamandan beri geri dönmemiş, üç yıl önce ve yine geçen bahar kumpanyanın kuzey turunda bir hafta izin almıştı. Çiftlikte kendisine kötü davranıldığında değildi, sadece oraya ait değildi ve dördü de bunu biliyordu.
Asoli’de çiftçilik toprağı tutmak için savaş verip denizin sürekli istilasına ve günlerin sıcak, puslu ve gri monotonluğuna karşı akıl sağılığını koruyarak geçirilen zahmetli, bazen gaddarca bir işti.
Annesi yaşıyor olsaydı belki farklı olabilirdi; ancak Aşağı Corte’li Garin’in üç oğluyla yaşadığı Asoli’de ki çiftlik, kasvetli kadınsız bir yerdi ve birbirlerine sahip olan ikizler için ve neredeyse hiçbir özelliği olmayan bu düzlüklerin ortasında yavaşça olduğu adama dönüşmeye başlayan Garin içi kabul edilebilir olsa da, küçük, hızlı ve hayal gücü olan en küçük çocuk için hiçbir beslenme kaynağı ve sıcak anı barındırmıyor ve yetenekleri, her ne haline gelecekler ise bu toprağa ait değillerdi.
Menico di Ferraut’tan Devin’in sesinin halk şarkılarını söylemekten fazlasına muktedir olduğunu öğrenmeleri herkes için bir rahatlama olmuş, bir sonbahar sabahı beklenen yağmur ve grilikte beklenirken herkes veda dileklerini iletmişti. Babası ve Nico ayrılık cümleleri daha bitmeden nehrin seviyesini kontrol etmek için geri dönüş yoluna koyulmuşlardı. Bununla birlikte Povar küçük garip kardeşinin sırtına vurmak için kaldı.
‘Sana yeteri kadar iyi davranmazlarsa’ dedi, ‘Eve gelebilirsin Dev, Bir yer var.’
Devin iki şeyi hatırlıyordu; öyle bir hareketin taşıması gerektiğinden daha büyük bir anlam yükünü yıllar boyunca beraberinde taşımasına neden olan o nazik vuruş ve takip eden sert ve hızla söylenmiş sözler. İşin gerçeğin, o neredeyse her şeyi hatırlıyordu, annesi ve Aşağı Corte’de geçen günleri hariç. Ama annesi savaşın içinde öldüğüne henüz iki ve Garin üç çocuğunu alıp kuzeye gittiğinde ondan bir ay daha büyüktü.
O zamandan beri her şey aklında kalıyordu.
İlginizi Çekebilir
Başat Bir Fantastik Eser Ve Onun İlk Tercüme ...
The Witcher 2.Sezon Başlarken Serinin Son Ki...
Gökbilimciler Yeni Bir Yıldız Patlaması Türü ...
The Witcher: Kitap Tanıtımı
Darth Bane-Star Wars Evreninden Bir Sith Lord...
R.A.Salvatore- Fantastik Üretim Fabrikasının ...
Tüm kurgu severleri saygıyla selamlıyorum. Ben Volkan Gün. Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 1 asır önce mezun oldum. Sonsuzluk kadar uzun süre bankacılık yaptım. Yapmaktan zevk aldığım pek çok hobim oldu; ama bilim kurgu ve fantastik okumak yazmak ve izlemekten asla sıkılmadım. Bir insanın hayal gücünün milyonları peşinden sürükleyebildiğini defalarca görmüş birisi olarak en çok istediğim şey sizlerle ortaya koyduklarımız hakkında konuşabilmek, sizlere ulaşabilmek.