Kurgusal Reloaded…

Bunu Paylaşın

Hayal gücü ateşe benzer. Kontrol etmek gerekir; doğru yönlendirmek ve bunu yaparken dikkat etmek… Yoksa hem ruhu hem de aklı yakar. Ruhunda bir nebze sanat olan birisi hayal gücünün devamlı yandığını hisseder ve bunu bir şekilde kontrol etmek yani bir yere yönlendirmek ister.
Kurgusal Reloaded
Kurgusal Reloaded

Hayal gücü dediğimiz ateş ne yangınlar başlatmıştır; Dünya’yı kasıp kavuran. Frank Herbert’,in Dune’sinden, J.R.R.Tolkien’in Orta Dünyası’na, George Lucas’ın Yıldız Savaşları’ndan, Stanley Kubrick ve Arthur C.Clark’ın 2001 ‘ine, Bach’tan Vivaldi’ye, Van Gogh’tan Da Vinci’ye… Sayılamayacak kadar çok ateş yandı ve hayal gücünün sınır tanımayan güzelliğiyle Dünyamızı aydınlattı. Bizlere ilham verdi. Şevk verdi. Ve en önemlisi kendi ateşimizi yakma, hayal gücümüze inanma cesareti verdi.

İşte 2012 yılında bu cesaret ve ateşle başlayan serüvenimize kaldığımız yerden devam etmek üzere yine buradayız. Dediğimiz gibi ateş yandıkça bir yere yönlendirmek gerekir. Biz de bir süre ara vermek zorunda kaldığımız yolculuğa tam da bu noktadan devam etmek istiyoruz. Bir kişi de olsa, binler de takip etse amacımız hep aynı; kurgunun gücüyle üretmek, paylaşmak ve her seferinde daha büyük bir ateşi yakabilmek.

Farklı geçmişleri olan üç adam yolculuğa devam etmeye karar vermişlerdi. Ortak tek noktaları hayal gücünün ürettiklerine duydukları saygıydı. Geçmişlerinde biriktirdiklerini cephaneleri olarak kullanmaya karar verdiler. Bildiklerini, sevdiklerini, kurguladıklarını güçleri yettiğince paylaşmak niyetiyle başladılar yolculuğa.

Adamlardan birisinin adı Murat B. Sarı’ydı. Amatör filmleri olan, senaryo yazan, her şeyden biraz anlayan birisiydi. Sanatı sever, değer verirdi. Hicvi severdi. Sevdiği başka bir şey de eleştirisel yaklaşımlardı. Aklında pek çok fikirle başladı yolculuğa.

Diğer adam kendine Volkan diyordu. Volkan Gün. Bilim-kurgu ve fantastik öğelere karşı zafiyeti vardı. Kurgulamayı ve hikâye halinde sunmayı severdi. İlk gece nöbetini o aldı. Diğerleri uyurken ormanı dinledi. Gün ağarana kadar daha çok uzun zaman vardı. Soğuk ve uzun bir gece olacak diye düşündü.

Son adamın adı Ali Rıza Dural’dı. Alamut kalesinde yetişmiş, genç yaşta vatanından ayrılmıştı. Teknik bir dehaydı. Az konuşur, manga izler, ufak ufak yazardı. Potansiyelinin farkındaydı ama kendisini hep yaşça büyük olan yoldaşlarının gerisinde tutardı. Çok diyarlar gördüm diye başlayan cümleleri yaşından çok daha olgun bir adamın kelamlarıydı….

Bu adamların amansız yolculuğunda yalnız bırakmayanlara duydukları minnettarlık her türlü duygunun üzerindeydi. Kurgunun gücüne inanarak yürümeye devam ettiler…

Yazıyı beğendiniz mi?

Ortalama puan 5 / 5. Oylama sayısı: 4

Bunu oylayan ilk kişi olun

RSS
Follow by Email
Twitter
Visit Us
Follow Me
YouTube
YouTube
Instagram

2 Yorum

  1. Geri dönüşünüz büyük süpriz.Aynı zamanda da güzel bir haber.Umarım uzun soluklu bir yolculuk olur.Tekrar hoş geldiniz.

Cevap Yaz

Oturum aç:

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir