Tüm kurgu severleri saygıyla selamlıyorum. Ben Volkan Gün. Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü'nden 1 asır önce mezun oldum. Sonsuzluk kadar uzun süre bankacılık yaptım. Yapmaktan zevk aldığım pek çok hobim oldu; ama bilim kurgu ve fantastik okumak yazmak ve izlemekten asla sıkılmadım. Bir insanın hayal gücünün milyonları peşinden sürükleyebildiğini defalarca görmüş birisi olarak en çok istediğim şey sizlerle ortaya koyduklarımız hakkında konuşabilmek, sizlere ulaşabilmek.

Güç Yüzükleri-İlk Psikolojik Fantezi… mi?

Ve Güç Yüzükleri ikinci sezonunu tansiyonlu bir final ile sonlandırdı. Yüzüklerin Efendisi’nden tanıdığımız karakterlerin benliklerini bulduğu bu sezon bazılarına ‘ağır, temposuz’ hatta ‘kansız ve savaşsız’ gibi görünse de Orta Dünya’nın Üçüncü Çağ’da tanık olacağı son büyük savaşın tohumları büyük oranda bu sezonda atılmış oldu. Tolkien’in kurduğu evrenin zaman haritasını çizen kitaplara ve notlarına sağdık kalınarak senaryolaştırılan dizide pek çok majör olay usta yazarın zihnindeki sıralamada ilerlerken, İstari yani Orta Dünya’nın 5 büyücüsü ile ilgili olan […]

Devamını Oku »

Başat Bir Fantastik Eser Ve Onun İlk Tercüme Numunesi – Süleyman Volkan Gün’ün Çevirisiyle: Tigana 11

“Gianno değil ve nedenini biliyorsun. Sadece biz dedim. Sorularını tut ve dinle, evlat!” Tam o sırada Devin d’Asoli nabzının oldukça belirgin bir şekilde hızlandığını hissetti. Devin kısmen duydukları yüzünden, ama daha spesifik olarak Catriana’nın sessiz bir iç çekişle ağırlığını tekrar değiştirerek vücudunu şimdi doğrudan kendisine yaslandığını ve uzun kollarından birinin bir şekilde boynuna dolandığını inanılmaz bir şekilde fark etti. “Biliyor musun,” diye fısıldadı kız, neredeyse sessizce, ağzı kulağına yakın, “Bunun düşüncesi birden hoşuma gitti. Çok […]

Devamını Oku »

Bir Bu Eksikti; Bir Star Wars Hikayesine Eleştirel Bakış – The Acolyte İncelemesi

Elinizdeki altın yumurtlayan tavuğu nasıl kabız yaparsınız sorusunu sorsam herkes bu adam sanırım uykusuz kalmış diye düşünecektir. Düşünün; Dünya çapında bir marka yaratmışsınız, milyonlar sizden gelecek bir adımı bekliyor… Yeni bir film, bir dizi hatta çizgi dizi bile pek çokları için kabul. Ama siz ne yapıyorsunuz? Fikir babası olduğunuz, zamanında hayata geçirmek için pek çok zorluk çektiğiniz bir projeyi gidip belli bir gruba hizmet eden, kritikleri hiçe sayan, kalın kafalı birine teslim ediyorsunuz. George Lucas […]

Devamını Oku »

Başat Bir Fantastik Eser Ve Onun İlk Tercüme Numunesi – Süleyman Volkan Gün’ün Çevirisiyle: Tigana 10

Tedbirli Alberico’nun deniz ötesinden Astibar’ı yönetmek üzere Barbadior’a gelmesinden önce bile, kendisini “Avuç İçi’ni Yöneten Başparmak” olarak adlandırmayı seven şehir, belli bir derecede çilecilikle tanınıyordu. Astibar’da yas törenleri diğer sekiz eyalette olduğu gibi asla ölülerin huzurunda yapılmazdı; böyle bir uygulama aşırı, aşırı duygusal bir tutum olarak görülürdü. Sandreni Sarayı’nın merkezi avlusunda sahne alacaklardı, avlunun etrafına yerleştirilmiş sandalyelerden ve banklardan ve üstteki iki üst kattaki iç odalara açılan localardan izleneceklerdi. Uygun askılarla işaretlenmiş olan bu odalardan […]

Devamını Oku »

Başat Bir Fantastik Eser Ve Onun İlk Tercüme Numunesi – Süleyman Volkan Gün’ün Çevirisiyle: Tigana 9

Duyduğu şey özlemdi ve içinde varlığından haberdar olmadığı bir boşluğa ulaştı. Bir süre sonra, sebepsiz yere Marra’yı ve döktüğü gözyaşlarını düşünerek, “Elimden geleni yapacağım,” dedi. Asoli’deki çiftlikte onun müzik konusunda yetenekli olduğunu çok önceden biliyorlardı ama orası izole bir yerdi ve hiçbirinin bu tür şeyleri doğru şekilde yargılayacak veya ölçecek bir referans çerçevesi yoktu. Devin ‘in babasıyla ilgili ilk anılarından biri (sert bir adamın yumuşak bir görüntüsü olduğu için sık sık aklına getirdiği anı), Garin’in, […]

Devamını Oku »

Başat Bir Fantastik Eser Ve Onun İlk Tercüme Numunesi – Süleyman Volkan Gün’ün Çevirisiyle: Tigana 8

Devin güldü ve iki adam resmi olarak avuç içlerine dokundu. Rovigo barın köşesindeki yerlerini geri almak için geri döndü. Açık kahverengi saçlarından beline kadar kötü kokulu şarapla ıslandığının ve çoraplarının da lekelere bulandığının üzüntüyle fark eden Devin, elinde iki şişe Certandan kırmızısıyla dışarı çıktı. Güneş ışığına birkaç saniye baykuş gibi gözlerini kısarak baktıktan sonra sokağın diğer tarafında Catriana d’Astibar’ı gördü; kızıl saçları ışıkta parlıyordu, mendilini burnunun altına sıkıca bastırmıştı. Devin hızlı adımlarla yola doğru ilerledi […]

Devamını Oku »
1 2 3 4 5 6 14